Mahkemesi :Diyarbakır 1. İş MahkemesiTarihi :27.02.2014No :2012/209-2014/76Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Bu yönde, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9. maddesine göre ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi olan valilik, Devlet tüzel kişiliğine (İçişleri Bakanlığına) bağlı olup, ayrı tüzel kişiliği bulunmadığı için davada taraf ehliyetine sahip değildir. Hal böyle olunca, valiliğe karşı açılacak davaların valiliğin bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığına karşı açılması gerekir.Bu çerçevede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğini düzenlemiştir.Davacı, davalı idare bünyesinde Yeşil Kart biriminde 23.03.2005-07.04.2009 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespitini istemiştir. Davalı İl Özel İdaresi, davacının Sodes Projesi kapsamında 07.04.2009-20.07.2011 tarihleri arasında çalıştığını ve bu sürelerin Kurum’a bildirildiğini, Yeşil Kart biriminin kendi bünyesinde olmadığı için talep konusu dönem yönünden husumet itirazında bulunduğunu belirttiği anlaşılmıştır. Davacı ise, 09.07.2012 havale tarihli dilekçe ile Diyarbakır Valiliği’ni davaya dahil etmiştir. Mahkemece, bu husus tam olarak araştırılmadan, davacının Diyarbakır Valiliğine bağlı yeşil kart birimi işyerinde 23.03.2005- 07.04.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitine dair hüküm tesis edilmiştir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü hatalı değerlendirmeye dayalıdır.Mahkemece yapılacak iş, davacının çalıştığını iddia ettiği Yeşil Kart Biriminin Valilik bünyesinde mi yoksa İl Özel İdaresi bünyesinde mi olduğu konusunda yeterli araştırma yapılarak elde edilecek sonuca göre de, Valilik bünyesinde olduğu anlaşılırsa, HMK’nun 124. maddesi gereğince husumetin doğru tarafa yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, İçişleri Bakanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davaya iştiraki sağlanmalı, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözeterek araştırma ve inceleme yaparak sonucu göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.