Mahkemesi : Aydıncık (Mersin) Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 15.01.2015No : 2014/39-2015/12 Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında, davalı E.. K.. yönünden dava reddedilip diğer davalı K... İnşaat Elektrik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında talep kısmen hüküm altına alınmıştır. Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Gerekçeli karar başlığında davalı K... İnşaat Elektrik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin unvanının K... İnşaat Elektrik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olarak belirtilmesine ilişkin yanlışlık 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. maddesi gereğince mahallen düzeltilebilir nitelikte olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. 2-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2004 yılında gerçekleşen iş kazasında yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan yasal faiziyle birlikte teselsül hükümleri gereğince rücuan alınması için açılan işbu davanın mahkemece yapılan yargılamasında verilen ilk karar Dairemizin temyiz denetimi üzerine bozulmuş olup bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada düzenlenen bilirkişi raporuyla, meydana gelen kazada davalı işveren K... İnşaat Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı işveren vekili konumundaki E... K..’un toplam %80, sigortalının %20 oranında kusurlarının bulunduğu belirlenmiştir.Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimselerin işveren vekili olduğu, bu Kanunda geçen işveren deyiminin işveren vekilini de kapsadığı, işveren vekilinin bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumlu olduğu belirtilmiş olmakla, bu tür rücû davalarında koşulları gerçekleştiği takdirde anılan Kanunun 10. maddesinin işverenle birlikte işveren vekili hakkında da uygulanması gerekmektedir. 506 sayılı Kanuna dayalı rücû davalarında 10. ve 26. maddelerin birlikte uygulanması gerektiğinde de 10. maddedeki “26. maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın” ibarelerinden yola çıkılıp gelir ve giderlerin tümü üzerinden 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. ve 44. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 51-52.) maddeleri gereğince sigortalının kusurunun yarısından az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak işverenin sorumlu tutulacağı tutarlar belirlenmelidir.Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, sigortalının bildirimi yasal süresinde gerçekleştirilmediğinden, uyulan bozma ilamında da vurgulandığı üzere 10. maddenin uygulama koşullarının varlığı belirgin olup yöntemince düzenlenen bilirkişi raporuyla iş kazasının gerçekleşmesinde toplam %80 oranında kusurları saptanan davalıların 10. madde kapsamında, somut olayın özelliğine göre rücu alacağından %90 oranında sorumlulukları bulunmaktadır ve buna göre, hak sahiplerine bağlanan gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerleri Kurum'dan sorulup açıklıkla belirlendikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.