Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19748 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24909 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Antalya 1. İş MahkemesiTarihi :06.11.2013No :2013/348-2013/621Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin belirlenmesini, bu sürenin tahsis prim gün sayısına ilavesiyle fark aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 01.01.1993-31.12.1996 arası 720 gün 2925 sayılı Yasa kapsamında, 01.01.1997-24.09.2008 arası 4.223 gün 2926 sayılı Kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığı, 25.09.2008-04.02.2013 arası 1.570 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı olmak üzere toplam 6.513 gün üzerinden 01.03.2013 tarihinden itibaren davacıya Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Davaya ve uyuşmazlığa konu olan 20.04.1982-31.12.1996 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında primi ödenmiş zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı, tescile esas vergi kaydının zirai (çiftçi) olması ve aynı dönemde çakışan 2925 sayılı Yasa kapsamındaki sigorta nedeniyle, tümüyle iptal edilmiştir. Davacının, 01.01.1982-31.12.1983 arası çiftçi işinden zirai vergi kaydı, 15.10.1993-31.12.1994 ve 27.09.1996-31.12.1996 arası manav işinden vergi kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 20.04.1982-31.12.1996 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu Bağ-Kur sigortalılığın tespitini, bu sürenin tahsis prim gün sayısına ilavesini ve oluşacak fark aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiş; Kurum işlemleri yerinde bulunmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; a) Davaya ve uyuşmazlığa konu olan 20.04.1982-31.12.1996 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında primi ödenmiş zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı, tescile esas vergi kaydının zirai(çiftçi) olması ve aynı dönemde çakışan 2925 sayılı Yasa kapsamındaki sigorta nedeniyle tümüyle geçersiz sayılmış ise de; çiftçilik işinden zirai vergi kaydının sadece 01.01.1982-31.12.1983 arası dönemi içermesi, çakışmaya konu sigortanın isteğe bağlı niteliği ve 15.10.1993-31.12.1994 ve 27.09.1996-31.12.1996 arası vergi kaydının manav işinedayalı olması karşısında; tüm dönemi geçersiz sayan mahkeme kabulü yerinde değildir. Davacının, manavlık faaliyetine ilişkin yukarıda belirtilen 15.10.1993-31.12.1994 ve 27.09.1996-31.12.1996 arası vergi kayıt dönemlerinde geçerli ve üstün olan 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi hatalıdır. Kuşkusuz bu halde, aynı dönemle çakışan ve tahsiste dikkate alınan 2925 sayılı Yasa kapsamındaki sigortanın geçersiz sayılacağı gözden uzak tutulmamalıdır. b) 01.01.1982-31.12.1983 arası vergi kaydının zirai olması nedeniyle, bu dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılabilmesi mümkün bulunmamakla birlikte; Antalya ilinin 2926 sayılı Yasa kapsamına alındığı tarih usulünce araştırılarak, yasa kapsamına alındığı tarihten sonrası dikkate alınmak suretiyle, zirai vergi kaydının bulunduğu anılan dönem ile, usulünce yapılacak tarımsal faaliyet araştırması sonucuna göre,tarımsal faaliyetin varlığı halinde 31.12.1983-15.10.1993 tarihleri arası dönemde 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi yerinde bulunmamıştır. Ne ki tarımsal faaliyet bulunmasa dahi, öncesinde geçerliliği kabul edilen 20.04.1982-31.12.1996 tarihleri arası sigortalılık döneminin primlerinin ödenmiş olması da dikkate alınarak,Medeni Kanun 2.madde uyarınca yukarıda belirtilen dönemde isteğe bağlı sigortalılık durumu değerlendirilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.