Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19543 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17262 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Edremit 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 14.03.2013No : 2011/298-2013/182Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Davacı Kurum, 29.02.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan tedavi masraflarından oluşan kurum zararının 506 sayılı Kanun'un 26. ve 87'nci maddeleri uyarınca rücuan tahsilini talep etmiştir.506 sayılı Kanunun 87. maddesinde, "aracı", 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde ise, "asıl işveren-alt işveren" ilişkisinin tanımına yer verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, "aracı" olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan vb. adlarla anılmaktadır.Bunlardan; asıl işverenin yanında "taşeron" olarak adlandırılan başka işverenlerinde, işyerinden iş almaları ve kendi sigortalılarını çalıştırmaları ile, uygulama kazanmış olan "asıl işveren-alt işveren" ilişkisini Sosyal Sigortalar Kanunu açısından ele alan 506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmü, tıpkı mülga 1475 sayılı İş Kanununun l/son. 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddelerinde olduğu gibi, aracının yanında asıl işvereni de sorumlu tutan bir içerik taşımaktadır.506 sayılı Kanunun "üçüncü kişinin aracılığı" başlıklı 87. maddesi, "Sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur. Bir işde veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı denir." hükmünü içermektedir. Aracının asıl işverenden bir bölüm iş alması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırması, aracı kavramının belirleyici özelliğini oluşturmaktadır.Dosya kapsamına göre; davalılar arasında imzalanan sözleşmede, 3 parsel üzerine inşa edilmekte olan .. blok ve her blokta 2'şer adetten toplam 54 adet müstakil tripleks villanın inşasının G..-s.. İnş. Turz. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne verildiği, hükme esas raporda davalı şirketin %70, dava dışı Halit Çakal ve C.. E..’in %5’er, kazalının %20, işi anahtar teslimi veren davalı kooperatifin kusursuz olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalı Konut Yapı Kooperatifine kusur atfedilmemesi nedeniyle aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; aslen Yapı Kooperatifi şeklindeki tüzel kişiliklerinin faaliyet alanlarının yapı ve inşaat işleri olduğu, bu kapsamda davalı Yapı Kooperatifinin de asıl işveren olduğu ve davanın da 506 sayılı yasanın 87. maddesine dayalı açıldığı hususları gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalı Konut Yapı Kooperatifinin, davaya konu iş kazasının meydana geldiği inşaatta asıl işveren olarak sorumlu olduğu dikkate alınarak, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişilerden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Kabule göre de; Ticaret Sicil Memurluğu tarafından davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu bildirilmesi karşısında karar başlığında belirtilmemesi isabetsiz bulunmuştur.O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.