Mahkemesi :Kozan 1. Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :13.05.2015No :2014/813-2015/385Dava, sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı, davalı ve feri müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Hüküm iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi tarafından verilmiş olup, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.Olayda hüküm 22.05.2015 tarihinde temyiz eden davacı vekiline yöntemince tebliğ edilmiş, temyiz ise davalı işveren vekilinin temyiz dilekçesine cevap verilmesine ilişkin 05.05.2015 tarihli dilekçe ile vuku bulmuştur. İş mahkemelerinden verilen kararlara karşı katılma yoluyla temyiz olanağı bulunmadığı da gözetildiğinde, şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi geçtiğinden, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da göz önünde tutularak davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden REDDİNE, 2-) Davalı işveren vekili ile feri müdahil SGK Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacının, 01.01.2014-19.05.2014 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve Kuruma bildirilen çalışma (zorunlu sigortalılık) süreleri yönünden 1.500,00 TL. net ücretle çalıştığının tespiti istemine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, 04.01.2014-19.05.2014 tarihleri arasında asgari ücretin 1,85 katı ücretle çalışıldığının tespitine karar verilmiştir../...Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; asgari ücretin üzerinde ücret alma iddiasının öngörülen yönteme uygun kanıtlanamadığı açıktır.Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26/1’inci maddesi uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Davaya konu somut olayda ise, 01.01.2014-19.05.2014 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve Kuruma bildirilen çalışma (zorunlu sigortalılık) süreleri yönünden 1.500,00 TL. net ücretle çalıştığının../...tespitini isteyen davacı talebine rağmen, mahkemece, talep aşılarak, davacının 04.01.2014-19.05.2014 tarihleri arasında asgari ücretin 1,85 katı ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesi, isabetsizdirO halde, davacı, davalı ve feri müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 12.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.