Davacı, satıcı firmaya CHF İsviçre Frankı olarak borçlandığı 40.538,99 CHF'nin, SSK'ya başvuru tarihi olan 05.10.2005 tarihinden ödeme tarihine kadar bu para birimi üzerinden işleyecek yasal faizi ile beraber ödeme tarihinden geçerli olacak T.C. Merkez Bankası İsviçre Frankı CHF Döviz Satış Kuru üzerinden karşılığı YTL'nİn tedavi gideri olarak SSK'ca tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, İlamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1- Davada öncelikle halledilmesi gereken husus, maddi hukuk açısından davacı lehine doğmuş bir alacak hakkının bulunup bulunmadığıdır. Bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava İle ilgili kimseler olması; bir başka ifade ile, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Mahkemenin, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan "sıfat" konusunu yargılamanın her aşamasında re'sen ele alıp incelemesi ve şayet davacının dava konusu hakkı talep etme hakkının bulunmadığı sonucuna varılırsa sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermesi gerekir.Açıklanan sebeplerle söz konusu cihaz bedelinin davacı tarafından ilgili şirkete ödenip ödenmediği ve böylece davacı lehine doğmuş bir alacak hakkının bulunup bulunmadığı, dolayısı ile davacı yönünden davada sıfat şartının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.2- Dava, sigortalı için sağlık kurulu raporu ile kullanılması uygun görülen "Ayakta Dik Pozisyonlandırma Cihazı (Elektrik Motorlu Mobil Standing Frame; motorlu kalkış, motorlu sürüşlü, koltuk asansörlü, hastayı horizontal ve trendelenburg pozisyonlanna getirebilme özellikli, yaşam alanlarına uyum için 115 cm çapta dar alanda 360 derece dönebilme özellikli)" bedelinin davalı Kurumca Ödenmemesi işleminin iptali ile cihaz bedelinin faizi İle tahsili talebine ilişkin olup; davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 32. ve devamındaki maddelerdir. Anılan Yasa'nın 34/son maddesinde Kurumun, sigortalının iyileşmesine yarayacak, yahut iş göremezliğini az çok gidermesi için gerekli görülecek protez araç ve gereçlerini, maddede belirtilen süreler ile bağlı olmaksızın sağlamak, onarmak ve tespit edilen süre ve şartlarla yenilemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; protez araç ve gereçlerin temini konusunda yasa iki şart öngörmüştür. Bunlar; "sigortalının iyileşmesine yarayacak" olma veya wiş göremezliği az çok giderecek" olma ifadeleri ile belirtilmiştir. Aynı hüküm, Yasa'nın ek 32. maddesinde de yer almaktadır. Söz konusu hükümlerle, sigortalının iyileşmesine ya da iş göremezlik derecesine olumlu yönde katkısı olmayacak, hayati önemi haiz veya hayatını idame ettirmesi için zorunlu olmayan, protez, araç ve gereçlerin Kurumca karşılanmasının mümkün olmadığı ifade edilmekle, yapılacak sağlık yardımlarının kapsamı ve amacı belirlenmiş olmaktadır.Davaya konu cihazın, tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine veya iş göremezlik derecesinin azalmasına katkıda bulunup bulunmayacağı hususunun öncelikle konusunda uzman bilirkişi heyetince saptanması gerekir. Saptama yapılırken, iş göremezlik derecesini azaltma kavramı, sigortalının hayat kalitesini iyileştirme niteliğinde değerlendirilmemeli ve bu kavramın çalışma hayat ile ilgili bulunduğu ve özellikle sigortalının yeniden çalışma hayatına kazandırılması amacıyla iş göremezlik derecesinin az veya çok giderilmesi şeklinde anlaşılması gerekeceği unutulmamalıdır. Şayet; cihazın kullanımının sigortalının iyileşmesi ve iş göremezlik derecesinin giderilmesi yönünden hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varılırsa, bu takdirde harcama miktarının yerindeliği denetlenmen ve sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 19.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.