Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19228 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9205 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :İzmir 2. İş MahkemesiTarihi :28.06.2004No :2004/413-2004/320Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılar M.. D.. vekili ve .... İnş. Teks. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar M.. D.. vekili ve .... İnş. Teks. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.'nin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) 1998 yılında gerçekleşen iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan teselsül hükümleri gereğince yasal faiziyle birlikte alınmasına yönelik ek (ikinci) rücu davasının yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Anılan maddedeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı, sigortalı veya hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (dış tavan) miktarı ile sınırlı iken, maddede yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, 21.03.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas - 2006/106 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa’nın 153. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması, iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. ve 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması, 26. maddedeki anılan ibarelerin iptali ile Kurumun rücu hakkının, kanundan doğan, kendine özgü, sigortalı veya hak sahiplerinin hakkından bağımsız, basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin sermaye değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna karşılık gelen tutarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekmektedir.Önemle belirtilmelidir ki 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince açılan rücuan tazminat davalarında söz konusu iptal kararı karşısında, maddi zarar (dış tavan) hesabı yapılmasına, tazmin sorumlularının sigortalı veya hak sahiplerine yaptıkları ödemelerin rücu alacağından düşülmesine, peşin sermaye değerli gelirlerde oluşan artışların istenilmesine olanak bulunmamaktadır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında yargılama aşamasında gerçekleşen iptal olgusu üzerine ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile sosyal yardım zammı tutarı Kurumdan sorulduktan, birinci rücu davasına ilişkin kesinleşen İzmir 3. İş Mahkemesi’nin 2002/1059 Esas, 2003/592 Karar sayılı dosyası getirtildikten, anılan davada istenilen ve hüküm altına alınan miktarlar, davalıların kusur oranları, toplam sağlık hizmet giderleri, gelirin ilk peşin sermaye değeri açıklıkla ortaya konulduktan sonra kusur farkına karşılık gelen tazmini olanaklı kısımların belirlenmesiyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmasında yasal zorunluluk bulunduğundan, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalılar M.. D.. vekili ve ... İnş. Teks. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istekleri durumunda davalılara geri verilmesine, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.