Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19190 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26357 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25'inci maddeleri, anılan Kanun kapsamındaki Bağ-Kur sigortalılığı koşullarını ve bu sigortalılığa yasal karine sayılan olguları belirlemektedir. Zaman zaman anılan maddelerdeki değişikliklerle farklı kurallar öngörülmüş ise de; “kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma” Bağ-Kur sigortalılığının temel ve ön koşulu olarak varlığını korumuştur. Başka bir deyişle, belirtilen bu ana koşulun gerçekleşmesinden sonra diğer kural ve unsurlar değerlendirilebilir.01.10.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24'üncü maddesi ilk şekliyle, çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, sigortalılığın oluşumu için, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanun, Bağ-Kur'lu olabilme yönünden, söz konusu 24'üncü maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece Kanunun temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Kanun, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkâr sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir. Bu arada, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı KHK ile vergi kaydı olanlar ile vergiden muaf olanlardan esnaf ve sanatkâr siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olanlar Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmiş ve anılan KHK Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilerek, 08.08.2001 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Ancak bu defa 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunla düzenleme aynen korunmuştur. Davaya konu uyuşmazlıkta; davacının Bağ-Kur sigortalılık başlangıcı itibariyle 2229 sayılı Kanunla getirilen koşullar geçerlidir. Bu durumda, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma sigortalılık için yeterlidir. Davacının; 23.01.1985 – 30.05.1991 tarihleri arasında kesintili olmakla birlikte giriş çıkış tarihleri tam olarak belirlenemeyen 506 sayılı Kanun kapsamında 969 gün sigortalılığı olduğu belirtilmektedir. 01.07.1979 – 31.12.1980 ve 15.10.1984 – 24.10.1984 tarihleri arasında fırıncılık işinden ve 23.12.1981 – 01.06.1982 tarihleri arasında bakkallık işinden vergi kaydı, 15.01.1980 – 24.03.2006 tarihleri arasında Fırıncılar ve 27.01.1982 – 23.03.2011 tarihleri arasında Bakkallar ve Bayiler Odası kayıtları bulunmaktadır. Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasına istinaden, 15.01.1980 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge ile aynı tarih itibariyle davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur tescili yapılmıştır. 5362 sayılı Kanunun yürürlüğü üzerine sigortalılığının devamı istemli dilekçesi de bulunan davacının 15.01.1980 – 01.06.1982, 15.10.1984 – 24.10.1984 arasında vergi kaydı bulunan sürelere hasredilen sigortalılığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmamaktadır. Ancak 08.05.2006 tarihi itibariyle 22.03.1985 tarihinden itibaren kesintisiz biçimde sigortalı kabul edilirken davalı Kurum tarafından Bakkallar ve Bayiler Odası kaytıları üzerinde yapılan denetim sonucunda; davacının oda üyeliğine kabulü sırasında yönetim kurulu kararı alındığına dair kayıt, genel kurul hazirun cetvellerinde adının ve Esnaf Sicil kaydının bulunmadığı belirlenerek tutanak altına alınmış ve sigortalılığı davalı Kurum tarafından yeniden düzenlenerek, ödediği primlerin karşıladığı süre olduğundan bahisle 25.06.2009 – 30.06.2009 tarihleri arasına hasredilmiştir. Davacı 27.01.1982 – 23.03.2011 tarihleri arasındaki sürenin tamamında 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve bağlı olarak yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece davalı Kurumun sigortalılığın iptaline ilişkin gerekçeleri yerinde görülerek davanın reddine verilmiştir.Dosya kapsamındaki Bakkallar ve Bayiler Odası kayıtlarından; her ne karar davacının oda üyeliğine kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararı yoksa da, kayıtta herhangi bir kazıntı ve silinti bulunmadığı, davacının kaydının kendisinden önceki ve sonraki kaytılarla gerek numara gerekse kayıt tarihi itibariyle teselsül eder nitelikte olduğu, söz konusu kayda itibar edilmemesini gerektirecek sahtecilik iddia ve delilinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; 6552 sayılı Kanunun 58'inci maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54'üncü maddede “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22.03.1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu hükmün davacı yönünden uygulanmasına engel bir husus bulunmadığından, oda kaydında usulsüzlük bulunduğundan bahisle davacının sigortalılığının iptali mümkün değildir. Ayrıca; davacının sigortalılığın iptaline konu Bakkallar ve Bayiler Odası kaydı dışında Fırıncılar Odası vergi ve oda kayıtlarının da bulunduğu nazara alınarak sigortalılığın başladığı tarihteki mevzuat ve sigortalılık şartları ile davacının istemi de nazara alınarak sigortalılık süresi yeniden belirlenmeli ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı tahsis koşulları değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.