Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 187 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22143 - Esas Yıl 2012





... 2-... Davacı, davalı eşinin... bulunan işyerlerinde 01.01.1996 -31.05.2006 tarihleri arasındaki kesintisiz çalışmasında eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... taralından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-5510 sayılı ..... Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, "sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez." Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan kimse anılan Kanun kapsamında sigortalı sayılır. Bir başka anlatımla, sigortalı ile işveren arasındaki iş ilişkisinin hizmet akdine dayanması gerekir.506 sayılı Kanunu’nun 3. maddesinde (01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve 506 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Kanunu’nun 6. maddesinde de sigortalı sayılmayanlar tahdidi olarak sayılmış olup, bunların arasında 506 sayılı Kanunun 3-l-B maddesinde "işverenin ücretsiz çalışan eşi"nin sigortalı sayılamayacağı belirtilmiştir.Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren ./...-2-tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde. Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.Husumet konusu kamu düzeni ile ilgili olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. (mülga HUMK 187.) maddesinde ver alan ilk itirazdan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay'ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.506 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi ile, "işveren; ...sigortalıları çalıştıran... kişiler..." olarak tanımlanmış olup, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmasında, bir başka deyişle, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, işverene husumet yöneltilmesi zorunludurSomut olayda: davacı, davalı eşinin, ....bulunan işyerlerinde 01.01.1996 31.05.2006 tarihleri arasındaki kesintisiz çalışmasında eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının, 506 sayılı Yasanın 3/1 -B. maddesi gereğince eşinin yanında ücretsiz çalışanın sigortalı sayılamayacağı belirtilerek, davacının davalı eşinin işyerlerindeki çalışmalarının ücretli çalışmasının ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece,.... Dairesi'nin 05.08.2011 tarihli yazısı eklerinde, davalı eşinin .... isimli kişi ile ortak olarak kafeterya işletmesine ilişkin işyerinin bulunduğuna ilişkin işe başlama-bırakma bildirimleri ile yoklama fişleri gözetilmeden, davalı eşin, .... ilindeki Kurum işyeri kayıtlan celbedilmeden, davacının, .... İlindeki çalışmaları araştırılmadan, davalı işveren eşin .... işyeri sicil numaralı işyerinden, davacı adına... sigorta sicil numarası ile 2000/1. döneminde, .... sigorta sicil numarası ile.... ve 1999/2. dönemlerde yapılan bildirimlerin, davacıya ait olup olmadığı tespit edilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuştur. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar dışında, davacının, davalı işveren eşinin.... çalışmalarının tespiti istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan ilkeler ışığında, davacının, kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davalı işveren eşin Yalova ilindeki işyerlerine ilişkin Kurum kayıtları olup olmadığı../...-3- sorulup celbedilerek; işyeri kayıtlarında başka ortaklar olup olmadığı saptanmalı; işyerinin adi ortaklık tarafından işletildiğinin saptanması halinde 6100 sayılı HMK.'nun 124. maddesi uyarınca tespit edilen ortaklara husumet yöneltilmeli; davacının, ... sigorta sicil numaralı hizmet dökümü cetvelinde görülmeyen, davalı işveren eşin 1017780.078.01 işyeri sicil numaralı işyerinin 2000/1. dönemde davacı adına .... sigorta sicil numarası ile yapılan bildirim ile aynı işyerinin 1998/3 ve 1999/2. dönem bordrolarında .... sigorta sicil numarası ile Aslı Tuncer adına yapılan bildirimlerin, davacıya ait çalışmalar olup olmadığı yöntemince araştırılmalı; dava konusu dönemde davacı ile birlikle çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler emniyet araştırması ve kurumdan sorulmak sureliyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı; yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği ile davacının çalışmalarındaki kesinti olup olmadığı ve ücret alıp almadığı nazara alınmalı, çelişkiler vaki olursa usulünce giderilmeli; böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidirMahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine. 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.