Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin, tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptalini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.3201 sayılı Kanuna 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanunun 30.maddesi ile eklenen geçici 8. maddede, “ 1 inci madde ile 5 inci maddenin beşinci fıkrasında bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurum aleyhine, bu Kanunun bu maddenin yürürlük tarihinden önceki 1 inci maddesi ile 5 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca açılmış ve henüz sonuçlanmamış davalardan feragat edenler hakkında da uygulanır” şeklindeki düzenleme ile davadan vazgeçenlere yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlenmiştir. Buna göre davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm kesinleşinceye kadar kullanılabilen bir hak niteliğindeki feragat, davacının istem sonucundan vazgeçmesi olup, kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Geçerliliği için davalının rızasına veya mahkemenin kabulüne gerek olmayıp, bu konudaki tek taraflı irade beyanının mahkemeye ulaşması yeterlidir. Mahkemece, yalnızca, feragatin gerçekten anılan anlamı içerip içermediğinin ve yasal yönteme uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması ve koşullar gerçekleşmişse feragat nedeniyle davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekmektedir. Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu'nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.6.1982 günlü 1982/376-547 sayılı kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay'ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.Diğer taraftan, davacı tarafından feragat bildirimi yapıldıktan sonra mahkemece henüz buna dayalı olarak karar verilmemiş olsa da, feragatten dönülemez. Davacının bu tür durumlarda, hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilme veya feragatin feshi için ayrı bir dava açabilme hak ve olanağı bulunmaktadır. Feragatin kesin hüküm oluşturma etkisi maddi anlamdadır ve feragat nedeniyle reddedilen dava, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeniden açılamaz. Ayrıca, feragat ile dava konusu uyuşmazlık esastan sona erdiğinden ve koşula bağlı hüküm verilemeyeceğinden, koşullu feragat geçersiz olduğu gibi, davacının istem sonucunun bir kısmından vazgeçmesi (kısmî feragat) durumunda, davanın feragat edilmeyen bölümü yönünden yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; davadan feragat yetkisi vekaletnamesinde bulunan davacı vekilinin 09.01.2015 tarihinde UYAP’a kaydedilen dilekçesinde, 6552 sayılı Kanundan faydalanmak için davadan vazgeçtiğini beyan ettiği, davacı vekilinin 13.03.2015 havale tarihli dilekçesinde ise Kurumun vazgeçme gereğini yerine getirmeyerek, davacının taleplerini reddettiği belirtilerek, 6552 sayılı Kanundan faydalanmak için davadan vazgeçme beyanının dikkate alınmaması isteminde bulunduğu, davacının, 3201 sayılı Kanunun geçici 8. Maddesi kapsamındaki feragat beyanı ile anılan feragat beyanından vazgeçmesine ilişkin beyanı, davacının iradesinin hata, hile veya ikrah nedeniyle fesada uğratılması hali dışında feragatten dönülemeyeceği gözetilerek, irdelenip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.