Davacı, Sosyal Sigortalar Kurumu hizmet süreleri hariç olmak üzere Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve Bağ-Kur emeklilik aylığına hakkazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ş........ Ö......tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava , çakışan Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi zorunlu çalışmalar hariç 01.03.1986 - 12.04.2007 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa kapsamında Tarım Bağ-kur sigortalılığın tespiti ve tahsise hak kazandığının tespiti istemine ilişkin olup ; mahkemece , çakışan SSK'lı süreler dışlanmak suretiyle davacının talebe konu dönemde tarım sigortalılığının tespitine karar verilirken , kuruma yapılmış bir tahsis başvurusu bulunmadığı ve tahsis şartlarının da mevcut olmadığından bahisle bu istemin reddine karar verilmiştir.Davacının 01.03.1986 tarihinde re'sen tescille başlayan 2926 sayılı yasa kapsamındaki Tarım sigortalılığının yine davacı tarafından ve imzalanmak suretiyle kuruma ibraz edilen 27.12.1996 tarihli İB formu üzerine,kurumca sigortalılığın 01.01.1997 tarihi itibarıyla sonlandırıldığı; bilahare , davacının 15.04.1993 tarihinden itibaren kısa süreli SSK'na tabi zorunlu çalışmalarının tespiti üzerine de 01.01.1997 tarihinde verilen terkin iptal edilerek 14.04.1993 tarihi itibarıyla terk verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, kuruma ibraz ettiği 27.12.1996 tarihli İB formu ile, sigortalılığına esas tarımsal faaliyetinin sona erdiğini ve kurumdaki kaydının silinmesini beyan etmiş, kurumda buna itibar ederek 01.01.1997 tarihi itibarıyla terkin işlemi yapmıştır.Tarım sigortalıları kendi primlerini bizzat kendileri yatıran kişiler olup, terkine ilişkin beyanlarına bu nedenle itibar edilmesi gerekir.Yeter ki, bu beyanın sigortalıya ait olduğu ve irade beyanının geçerli olduğu konusunda aksine bir olgu bulunmasın.Terk beyanından sonraki dönemde ise , davacının tarımsal faaliyetini ortaya koyacak yeterli nitelikte delil bulunmadığı gibi, 2926 sayılı yasanın 5.maddesi gereğince sigortalılığın başlaması için gerekli şart olan tescil işlemi veya içtihatlarla bu nitelikte kabul edilen ürün teslimatına bağlı tevkifatın varlığı anlaşılamadığına göre 01.01.1997 tarihinden sonraki dönemin kabulüne hukuken imkan bulunmadığı anlaşılmaktadır.Ne var ki , mahkemenin bu dönemde , davacı tarafından ürün teslimatı yapıp yapmadığı yapmış ise ürün bedellerinden tevkifat yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapmadığı görülmüştür.Mahkemece yapılacak iş ; yapılacak araştırma sonucu , anılan dönemde tevkifatın varlığı anlaşılırsa bu durum dikkate alınarak hüküm kurulması aksi halde davanın 01.01.1997 tarihinden sonraki kısmının reddine karar verilmesinden ibarettir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde , davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.