Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18335 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13902 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İzmir 1. İş Mahkemesi Tarihi : 27.01.2014No : 2011/308-2014/44Dava, 10.01.1996 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı K.... ve davalılardan G..... H...... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı avukatının tüm, davalı G.... H.... sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde (HUMK. 187 m.) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay'ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın, kendiliğinden nazara alınır. Eldeki davada ise, mahkemece davaya konu trafik-iş kazasına karışan araç ile ilgili olarak trafik kaza tespit tutanağında araç plakasının ... ... .... olarak belirtilmesi nedeniyle davalı G.... H..... da husumet yöneltilmiş ve G.... H.... bakımından yazılı şekilde karar verilmiş ise de; aslen olaya karışan araç plakasının dosya arasındaki fotoğraftan da belli olduğu üzere .... ... ... numara ile kayıtlı olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece ... ... .... plakalı aracın davalı sigorta şirketince sigortalanıp sigortalanmadığı hususu gerekirse araç şasi ve motor nosu ile araştırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davalı G..... H..... bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı G.... H....'na iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.