Mahkemesi : Ankara 18. İş MahkemesiTarihi : 24.04.2014No : 2011/61-2014/313Dava, iş kazasında sürekli işgöremez hale gelen sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri ve yapılan diğer sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ve davalılardan İ... A..... Paz. İnş. Taah. Turz. İth. ve İhr. Ltd. Şti. avukatları ile İ.. D.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır….”; düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir hüküm bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının sonucu olarak davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olduğu belirgindir.506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen ./... tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir.…İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur. Kusur raporlarının 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.Eldeki davaya konu iş kazasının, sigortalının davalılardan İ.. D.. adına tescil edilmiş olan 1087595 sicil numaralı özel bina inşaatı işyerinden sigortalılık bildirimleri yapılırken dosya arasında mevcut 01.08.2004 tarihli sözleşme içeriğinden geçici iş ilişkisi ile geçici olarak davalı şirket atelyesinde çalıştığı esnada meydana geldiği belirtilmiş ise de, olaydan sonra davacı kurum tarafından yapılan teftiş ile işverenin davalı şirket olarak kabul edildiğinin belirtildiği, buna göre davalılar arasındaki ilişkinin ve ayrıca davalı İbrahim ile sigortalı arasındaki ilişkinin niteliği net olarak belirlendikten sonra tarafların konumu belirlenmek suretiyle bir karar verilmesi, geçici iş ilişkisinin varlığı halinde geçici iş ilişkisine muhatap olan tüm tarafların kusurunun değerlendirilmesi gerekeceği hususunun dikkate alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Diğer taraftan, mahkemece bir yandan aldırılan kusur raporlarında tüm davalıların kusurlu olduğunun kabul edildiği, diğer taraftan ise hesap raporunda ise %75 oranındaki tüm kusurun davalı şirkete ait olduğunun kabul edildiği belirtilmekle meydana gelen bu çelişki giderilmeksizin, güçlü delil olarak kabul edilen ve kesinleşen tazminat davasında alınan kusur raporu ile de çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ../...Mahkemece tazminat dosyası getirtilerek ve bu dosyada alınan kusur raporu da gözetilerek davalılar ile sigortalı arasındaki hukuki ilişkinin net olarak belirlenmek suretiyle, iş güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeni bir kusur raporu alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme neticesi yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı ve davalılardan İ... A..... Paz. İnş. Taah. Turz. İth. ve İhr. Ltd. Şti. avukatları ile İ.. D..'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.