Mahkemesi :İş MahkemesiDava, 23.09.2006 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ve diğer giderler nedeniyle oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsilini istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın, kısmen kabulüne, davalı ... Mutfak Eşyaları San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne karşı açılan davanın kabulü ile diğer davalı ...'e karşı açılan davanın reddine, karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... Mutfak Araçları San. ve Tic. Ltd. Şti. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir. İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur. Eldeki davada, Mahkemece, peşin değerli gelir tablosunda yer alan ilk satır yerine, artışları da içerecek şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.Diğer taraftan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19–639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4–13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2–76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.Dava konusu olay nedeniyle işyerinde davalı ...'in şirket ortağı ve yetkili müdür olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle davalı ... hakkında ceza yargılamasında mahkûmiyet kararının olup olmadığının belli olmadığı gibi, bu davalının meydana gelen olayda konumu itibari ile şahsi sorumluluğunun veya işveren vekili olarak sorumluluğunun araştırılmadığı, şayet işveren vekili ise sorumluluğunun 506 sayılı Yasanın 26’ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamına girip girmediği ve ayrıca sigortalının işe giriş bidirgesinin olmaması halinde 506 sayılı Yasanın 9 ve 10’uncu maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği hususunun da araştırılmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece, ceza davasında alınan kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmaksızın ve orada kusurlu bulunan şahısların da kararın kesinleşmesi halinde iş kazasının meydana gelmesinde kusurlarının bulunacağı hususu gözetilmeksizin, karar verilmesi isabetsizdir.Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, öncelikle ceza davası getirtilmeli, ardından içeriği irdelenmek suretiyle kesinleşmesi halinde ceza alan kişilerin de sorumlu olacağı hususu dikkate alınarak,iş kazasının meydana geldiği iş kolunda ve iş güvenliğinde uzman bilirkişi kurulundan, oluşa ve hukuka uygun şekilde bir kusur raporu aldırılmalı davalıların olaydaki yetkileri ve konumları ayrı ayrı ve net olarak belirlendikten sonra, 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri kapsamında, işverenin/vekilinin sorumluluğu irdelenmeli ve kurum alacağı bu kapsamda yeniden belirlenmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı Kurum ve davalılardan ... Mutfak Araçları San. ve Tic. Ltd. Şti. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ... Mutfak Araçları San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.