Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17696 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12465 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Samsun 1. İş MahkemesiTarihi :19.03.2014No :2011/315-2014/202Dava, zorunlu sigortalılığın iptaline ilişkin davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava dışı işveren S.S.Eylül Konut Yapı Kooperatifine ait işyerinden 2008 yılında bildirilen hizmetler ile İ.K.'a ait işyerinden, 2009/2. ayda 24 gün ve 2009/3. ayda 12 gün olarak bildirilen hizmetlerin, davalı Kurumca iptaline ilişkin işlemin iptali istemli davada; Mahkemece, 2009 yılındaki 36 günlük talep yönünden vazgeçme nedeniyle red, sair sürelerle ilgili olarak ise, davanın kabulüne karar verilmiştir. 1- Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86/9. maddeleri olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasanın 92. maddesinde, “Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.” hükmü öngörülmüş olup; 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde de benzer düzenleme yer almakta olup, sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir.Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından HMK. 307. (HUMK. 91.) maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı ancak, HMK. 123. maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya HMK. 150. maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.2- Dava konusu işlemin dayanağı Kurum soruşturma raporunun tümünün dosya içerisinde yer almadığı, dolayısıyla davacı çalışmalarının Kurum tarafından geçersiz sayılma neden ve gerekçelerinin değerlendirilemediği, dosya kapsamından konu ile ilgili Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/9 Esas sayılı dosya içerik ve akıbetinin tespit edilemediği, resen bordro tanıklarının beyanlarına da başvurulmadığı anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle; vazgeçilen 2009 yılındaki sürelerle ilgili olarak, davadan feragat edilemeyeceği davacıya bildirilmeli, feragat beyanının HMK. 123 (HUMK. 185) veya 150. (HUMK.409) maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli, tespit edilen beyanın, anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre 123 veya 150. maddelerde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise, elde edilecek sonuca göre dava konusu istem hakkında bir karar verilmeli, Kurumdan soruşturma raporunun tümü celbedilmeli ve Kurumun iptal sebepleri araştırılmalı ve değerlendirilmeli, resen bordro tanıkları ile aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde, tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, ceza davası sonucu araştırılmalı ve toplanan tüm kanıtlar değerlendirilip, fiili çalışmanın var olup olmadığı, açıklıkla saptandıktan sonra, bir karar verilmelidir.Kabule göre de; sair sürelerle ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm fıkrasında, bu süreler yazılmaksızın, infaza elverişli olmayan yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsiz bulunmuştur.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; açıklanan gereklilikler yerine getirilmeksizin, hizmet tespiti davasından feragat edilemeyeceği hukuksal gerçeğine karşın, mahkemece, eksik inceleme- araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.