Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1716 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26434 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davalı şirkete karşı açılan davanın husumetten reddine, davalı ...’ya karşı açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalılardan Kurum ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı işverenlerden .... unvanlı işyerinde 02.01.1972-03.01.2010 tarihleri arasında, ... unvanlı işyerinde 04.11.2010-22.01.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ...’ya ait .... sicil no’lu iş yerinde, işe giriş bildirgesinin verildiği 05.06.1994 tarihinden itibaren (askerlik dönemine rastlayan 26.02.1996-01.09.1997 tarihleri arasındaki süre hariç olmak üzere) 22.11.2010 tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığı ve bu çalışmasının ... Başkanlığı'na bildirilmediğinin tespitine dair karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. İnceleme konusu davada istem kısmen hüküm altına alınmış ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; öncelikle aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli davacının çalışmasının tam gün üzerinden gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, çalışma kesintili gerçekleşmiş ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı, davacının, davalı ...’ya ait işyerinde çalışıp-çalışmadığı belirlendikten sonra, ilgili meslek odasından davacının çıraklık, kalfalık, ustalık eğitimleri alıp almadığı sorularak, almış ise bu eğitimin ... yanında geçen çalışmalarla bir ilgisinin olup olmadığı, bu çalışmanın mesleki eğitim merkezinin denetiminde pratik eğitim olarak gerçekleşip-gerçekleşmediği araştırılmalı; anılan eğitim merkezi ile davalı ... arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığının anlaşılması durumunda, çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi, yoksa diğer çalışanlar gibi üretime yönelik olarak mı gerçekleştiği üzerinde durularak, çalışma olgusu ve niteliği şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalılardan Kurum ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ...'ya iadesine, 30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.