Mahkemesi : Ankara 10. İş Mahkemesi Tarihi : 05.04.2013No : 2011/827-2013/496Dava, yersiz olarak tahsil edilen 19.554,34 TL faizden şimdilik 5.000 TL’nin ödeme tarihi olan 20.06.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, her iki taraf avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.(HMK 1. Madde)Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının, 20.10.1981-10.02.2002 arası dönemde Ziraat Bankası ve Halk Bankası Mensupları Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı’na tabi olarak çalıştığı, 4046 sayılı yasanın 22. maddesi uyarınca 17.02.2003 tarihi itibariyle Orman Genel Müdürlüğü’ne nakledilip Emekli Sandığına tabi olarak çalışmaya başladığı, 10.06.2005 tarihli tahsis talebinin vakıf tarafından reddedilip, aylığın Emekli Sandığı tarafından bağlanması gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafından 24.06.2005 tarihinde Ankara 10. İş Mahkemesinin 2005/952 esasında açılan dava ile vakıf işleminin iptali ile vakıftan yaşlılık aylığı bağlanmasının talep edildiği, ancak bahse konu dava sonuçlanmadan davacının 16.02.2006 tarihli talebi üzerine Emekli Sandığı tarafından 15.03.2006 tarihi itibariyle emekli aylığı bağlanıp 31.12.2010 tarihine kadar toplam 77.967,97 TL aylık ve ikramiye ödemesinde bulunulduğu, bu arada daha önce açılan dava sonuçlanıp, davacıya, 01.02.2006 tarihi itibariyle vakıf tarafından emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilip hükmün onanarak kesinleştiği, bunun üzerine, emekli sandığı tarafından daha önce bağlanan aylığın başlangıç tarihi itibariyle iptal edilip yapılan ödemelerin faiziyle birlikte ve toplam 97.523,28 TL olarak 20.06.2011 tarihinde davacıdan tahsil edildiği, diğer taraftan mahkeme kararına göre vakıf tarafından davacıya 01.02.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanıp 15.11.2010 tarihine kadar olan aylıkların faizsiz ve102.176,04 TL olarak 06.12.2010 tarihinde ödendiği, Ankara 5. İş Mahkemesinin 2010/1203 esasında açılan dava ile hak edilen aylıkların faizlerinin talep edilip, onanarak kesinleşen mahkeme kararı ile 06.12.2010 tarihine kadar hesaplanan 20.406,35 TL faize hükmedildiği, eldeki dava ile emekli sandığı tarafından tahsil edilen 19.554,34 TL faizden şimdilik 5.000 TL’sinin tahsiline talep edildiği, mahkemenin ise aylıklar yönünden talep edilen faizin daha önce kesinleşen faiz alacağı davası ile tahsil edildiği ve sadece ikramiye yönünden kısmen faiz hakkının bulunduğu gerekçe gösterilerek yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; dava konusu uyuşmazlık 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Söz konusu uyuşmazlığın, idari yargının görev alanına girdiği gözetilip, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilip yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.O halde, her iki taraf avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.