Mahkemesi :İş MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, davalı işyerinde 01.08.1993-31.05.1995 tarihleri arası dönemde lisanslı futbolcu olarak sürekli çalıştığının tespitini istemiştir. Mahkemece, isteme konu dönemde çalışmanın sürekliliğinden hareketle ve davacının askerlikte geçirdiği süreyi de gözeterek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20'nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilir.” hükmü uyarınca, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Yönetmelikle tespit edilen belgelerin Kuruma verilmiş olması durumunda hak düşürücü sürenin işlememesi, ancak, iş bu belgelerin içerdiği işe başlama tarihinden sonraki dönem için söz konusudur. Yine, aynı işverenin değişik işyerlerinde çalışmanın ara vermeksizin sürekli biçimde mevcudiyeti halinde, hak düşürücü süre, sigortalının işverene ait son işyerinden ayrıldığı yılın sonundan başlar.Anılan işyerinden ayrıldıktan sonra ara vererek işverenin diğer işyerine girmiş ise, önceki işyeri bakımından hak düşürücü süre işler. Hak düşürücü sürenin her iş veren yönünden ayrı ayrı hesaplanması gereği açıktır. Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; davaya konu hizmet tespiti isteminin, hak düşürücü süre kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun, usulünce yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.