Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1653 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10667 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Eldeki dava dosyasına konu olayda, bordro tanığının davacıyı tanımadığını bildirmesi, tanık ...’ün ise beyanlarının somut bir veriye dayanmayıp soyut nitelikte olması nedeni ile Mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, Kuruma bildirilmeyen çalışmaların geçtiği iddia edilen işverenin ihtilaf konusu dönemdeki Kurum nezdindeki dönem bordroları celp edilerek, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile işyerinin bulunduğu yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler zabıta marifetiyle resen saptanarak, çalışmaların varlığı ve süresi yönünden bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı işyerinde tespiti istenen dönemde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa, belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; iş yerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, ayrıca Kurumdan gelen yazı cevaplarında davacı adına davalı iş yerinden Kuruma verilmiş iki adet işe giriş bildirgesinin bulunduğu, 01.08.1975 işe giriş tarihli işe giriş bildirgesinin 28.06.1976 tarihinde kuruma verildiği, 01.09.1975 işe giriş tarihli işe giriş bildirgesinin ise 11.09.1975 tarihinde kuruma verildiği anlaşılmakla davacının sigorta sicil kartında da işe giriş tarihi 02.09.1975 olarak belirtildiğinden,farklı tarihlerde ve yaklaşık 9 ay arayla Kuruma verilmiş iki adet işe giriş bildirgesi bulunduğundan, bu çelişkinin sebebi araştırılarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.