Mahkemesi : Denizli 1. İş Mahkemesi Tarihi : 26.03.2013No : 2011/809-2013/212Dava, isteğe bağlı sigortalılığın iptali ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı S.. S.. Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, 01.10.2008-01.07.2009 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının ve 27.04.2010 tarihli tahsis talebini reddeden Kurum işleminin iptalini, tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren 4 (a)’dan yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.Mahkemece, “davacının 01.10.2008-01.07.2009 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığın iptali halinde, yaşlılık aylığına hak kazanabileceği, yasal düzenlemelerdeki değişiklikler nedeniyle davacının talebi olmaksızın Kurumca re’sen 5510 sayılı Yasanın 4/b bendi kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması ve davacının sırf emekli olabilmek için Kurumun isteği doğrultusunda isteğe bağlı sigorta primi ödemeye devam ettirilmesine ilişkin Kurum işlemlerinin yerinde olmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştirSomut olayın incelenmesinden, davacının 01.03.1979-15.06.1989 tarihleri arasında SSK na tabii 2968 gün, 16.06.1989-30.11.1992 tarihleri arasında Bağ-Kur’a tabi 1244 gün, 01.03.2007-30.09.2008 tarihleri arasında isteğe bağlı SSK’na tabi 570 gün, 01.10.2008- 01.07.2009 tarihleri arasında Bağ-kur kapsamında (4/b) isteğe bağlı 271 gün, 01.07.2009-26.04.2010 tarihleri arasında SSK’na tabi 296 gün olmak üzere toplam 5348 günlük hizmeti bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, SSK’dan 27.04.2010 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunmuş, davalı Kurum tarafından talep, 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca son 7 yıllık hizmetin yarısını (1260 günü) geçen sürenin (1515 gün) Bağ-Kur’a tabi olması nedeniyle reddedilmiştir. Davanın yasal dayanağını 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddesi oluşturmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un 50. maddesi isteğe bağlı sigortalılık müessesesini düzenlemektedir. Maddeye göre isteğe bağlı sigortalılık; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır. 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 1.10.2008 tarihinden sonra 1479,506,2926,2925 sayılı Kanunlara göre isteğe bağlı sigortalılık mümkün değildir. 5510 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan bu Kanunlara göre, isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmiş olanlar bakımından sigortalılığın eski mevzuata göre devam edeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle daha önce tescil edilmiş olsalar bile, 1.10.2008 tarihinden itibaren sadece 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre isteğe bağlı sigortalı olarak devam edebileceklerdirAnılan Kanun’un 51. maddesinin son fıkrasında; “İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır ve söz konusu süreler, bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı olmak üzere 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir” düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davacının 01.10.2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalılığının 4 (b) kapsamında değerlendirilmesi yasa gereği (ipso jure) olup, esasen taraflar arasında da bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, 01.10.2008 tarihinden itibaren devam eden isteğe bağlı sigortalılığın iptal edilip edilemeyeceği ve iptal neticesinde davacının 4 (a)’dan yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle belirtilmelidir ki; isteğe bağlı sigortalılık ilişkisine girmek konusunda herhangi bir zorunluluk yok ise de, gerek Kurum’un isteği reddetme hakkının bulunmaması, gerek kurulan ilişkinin Kurumla sigortalı arasında bir kamu hukuku ilişkisi yaratması, bu ilişkinin özel hukuk ilişkisi sayılmasına engel oluşturmaktadır.(Ali Nazım Sözer, “Sosyal Sigorta İlişkisi”, İzmir 1991, Tankut Centel, “Bağımlı Çalışanların İsteğe Bağlı Sigortaya Devam Etmeleri”, İş Hukuku Dergisi III, 1 (Ocak-Mart 1993), 32-50, Bostancı, Yalçın. “Sosyal Güvenlik Hukukunda İsteğe Bağlı Sigortalılık”, 2004. Sayfa 3, A. Can Tuncay, Ömer Ekmekçi,Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, Güncelleştirilmiş 15. bası, 2012, sayfa 286.)Belirtilen nedenlerle, isteğe bağlı sigortalılık ilişkisi kurulduktan sonra bu ilişkinin devamı ve sona ermesi, ancak kanunda belirlenen koşulların gerçekleşmesiyle mümkündür. İsteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi ise, 5510 sayılı Kanun’un 51. maddesinin 3 fıkrasında düzenlenmiş olup, maddede, “İsteğe bağlı sigortalılık;a) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden,b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,c) Ölen sigortalının ölüm tarihinden, itibaren sona erer.” denilmektedir. Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ,” (Ek fıkra: 17/04/2008 - 5754 S.K./33. md.) İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.” hükmüne göre, zorunlu sigortalılık statüsünün başlaması halinde de isteğe bağlı sigortalılık sona erecektir.Ayrıca, 12/05/2010 tarih 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 95. maddesinde de; Madde 95 - (1) İsteğe bağlı sigortalılık;a) (Değişik bent: 16/06/2011 - 27966 S. R.G. Yön./13. md.)(*) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların dilekçelerinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği aya ait prim borcu bulunmaması halinde talep tarihinden, talepte bulunulan aya ait prim borcu bulunması halinde ise talep tarihinden önceki primi ödenmiş ayın sonundan,b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,…d) Kanunun 51 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında çalışmaya başlanılan tarihin bir gün öncesinden, itibaren sona erer.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, 5510 sayılı Kanun’un 51. maddesinin 3. fıkrası koşulları irdelenmeksizin, rızaen primi ödenmiş ve yasa gereği (ipso jure) olarak 4 (b) kapsamında değerlendirilmesi gereken isteğe bağlı sigortalılık süresinin iptaline ve iptal neticesi davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.