Mahkemesi : Uşak 1. İş Mahkemesi Tarihi : 06.09.2013No : 2008/549-2013/691Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindirMahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, tarafların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosya kapsamı, toplanan deliller, reddedilen miktar gözetildiğinde davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,2-Davalı vekilinin temyiz itirazları üzerinde yapılan incelemede;Dava, trafik-iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi giderinin ilk rücu davasından bakiyesinin davalı sürücüden tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin ikinci fıkrasında üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayında; Devlet adına sosyal güvenlik kanunlarını uygulanmakla görevli S.. K.. birinci kişi, risklerin gerçekleşmesi halinde sigortalının ya da hak sahiplerinin Kurumdan yardım görmesi için primleri ödeyen işveren ikinci kişi konumundadır. Bunun dışında kalanlar üçüncü kişi olarak tanımlanmaktadır.Trafik kazalarında zamanaşımını düzenleyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109’uncu maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Zamanaşımının başlangıcı konusuna gelince; 506 sayılı Kanunda zamanaşımının (özel olarak) düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Gerçekten de Borçlar Kanunun 128 maddesinde: “zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir.Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyetin onay tarihi olacağı açıktır. O halde, masraflar için sarf ve ödeme, gelirler için ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinde zararın öğrenmiş olacağının ve zamanaşımının bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesi ya da Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında sigorta müfettiş rapor tarihi ve ilk rücu dava tarihi ile geçici iş göremezlik ödeme ve tedavi gideri sarf tarihlerine göre talebe konu alacağın zamanaşımına uğradığının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.