Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16315 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7719 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Denizli 3. İş Mahkemesi Tarihi : 25.02.2014No : 2008/21-2014/70Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, 1990-15.10.2002 tarihleri arasında davalılardan B. K..'a ait işyerinde, birleşen davada ise, O.D..'e ait işyerinde 1991-1995 tarihleri arasında bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini istemiş, Mahkemece; 1990-23.08.1994 dönemine ilişkin tespit talebi hak düşürücü süre nedeniyle, 24.08.1994-15.10.2002 dönemine ilişkin talep ise, Kuruma bildirilen hizmetler dışında varlığı iddia edilen hizmetlerin kanıtlanamadığı gerekçesi ile red kararı verilmiştir. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; davalılardan B. K..- O.D.. adi ortaklığına ait işyerinden, 24.08.1994 başlangıç tarihli imzalı giriş bildirgesi ile 24.08.1994-31.08.1995 tarihleri arasında kısmi bildirimleri bulunan ve duvar-kalıp ustası olarak çalışan davacının, 1995 yılından sonra dava dışı farklı işyerlerinden bildirimlerinin bulunduğu anlaşılmakla, 24.08.1994 tarihi öncesi dönem bakımından hak düşürücü süre nedeniyle verilen red kararı isabetlidir. 24.08.1994-15.10.2002 dönemi yönünden Kurum kayıtlarında yer alan hizmetler dışında çalışma iddiası kanıtlanamadığı nedeniyle red kararı verilmiş ise de; hizmet bildiriminde bulunulan 24.08.1994 tarihi ile farklı sicil numaralı işyerinden bildirimin yapıldığı tarih arasındaki dönem bakımından yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. O halde, Mahkemece yapılacak iş; dinlenen bordro tanıklarının kısa süreli bildirimlerinin 1993 yılına ait olduğu ve tanıklığı hükme esas alınan B.H..'ın davacının 94-95 yıllarındaki çalışma süresine ilişkin beyanının aynı dönemde bildirim yapılan sürenin çok altında olduğu gözetildiğinde, 24.08.1994-31.08.1995 döneminde davacının bildirimlerinin yapıldığı 577 sicil sayılı işyerinin 1994/2-3 ve 1995/1-2 dönem bordroları getirtilmeli, Kurumdan bu dönemde çalışan bordro tanıklarının isim ve adreslerinin bildirilmesi istenilmeli, resen tespit edilecek bordro tanıkları dinlenilmeli, tespit edilirse, komşu işyeri işveren ve çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanlarının da bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacının açtığı ve red ile sonuçlanan Denizli İş Mahkemesinin 18.04.2006 tarih ve 2003/859 E-2006/283 K.sayılı hizmet tespit davasında dinlenen B.H..'ın beyanları karşılaştırılmalı, davacının çatı ustası olarak çalıştığı da dikkate alınmalı, tanık beyanları arasında çelişki oluşursa giderilmeli, böylelikle davacının iddia ettiği çalışmalarının varlığı, süresi, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği de nazara alınmak suretiyle, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Anılan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.