Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin ve buna bağlı olarak, 13.12.2007 tarihli başvuru gözetilerek, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, "davanın kabulü ile,1-a-Davacının 13/12/1983-19/12/1985 tarihleri arası zorunlu sigortalı,b-30/05/1986-30/11/1988 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı,c-27/12/1999-13/12/2007 tarihleri arası zorunlu sigortalı olduğunun tespitine,2-Emeklilik talep tarihinin 13/12/2007 tarihi olarak kabulü ile takip eden ay başı 01/01/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine," karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık tescili, 12.03.1983 tarihli giriş bildirgesindeki 01.01.1983 tarihinde başlayan vergi kaydı esas alınarak, 18 yaşını doldurduğu 13.12.1983 tarihi itibariyle sağlanmıştır.Sigortalılığa dayanak alınabilecek vergi kaydı 01.01.1983-19.12.1985 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan; oda kaydı ise 05.01.1983-19.12.1985 tarihleri arası dönemde gerçekleşmiş bulunan davacı, Kuruma 30.05.1986 tarih, 3157 sayıyla intikal ettiği yönünde kayıt bulunan İS formuyla vergi kaydının son bulduğunu ve isteğe bağlı sigortalı olmak istediğini beyan etmiş; zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığa ilişkin prim ödemeleri, 31.01.1983-28.12.1984 tarihleri arası dönem ile 30.06.1997 tarihi sonrasında gerçekleşmiştir.Kurum tarafından, davacının isteğe bağlı sigortalılık iradesi yönünden dayanak alınan 30.05.1986 tarihli formda, vergi dairesi müdür yardımcısının isim ve imzasına yer verilmekle birlikte; anılan yetkilinin 1986 yılında Bozüyük Vergi Dairesinde görevli olmadığı, bu dairedeki görevinin 21.11.1991-15.09.1998 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığı belirlenmiş ve 30.05.1986 tarihinde intikali yönünde işlem yapılan İS formunun, 1986 yılında intikal etmediği, sonradan geriye dönük hizmet kazandırmak amacıyla dosyaya konulduğu, isteğe bağlı sigortalılık kaydının bilgisayara kayıt işleminin de 28.12.1995 tarihinde geriye doğru yapıldığı sonucuna varılarak, sigortalılık süresinin belirlenmesi konusunda da bu yönde işlem yapılmıştır.Davacı hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumuna karşı dolandırıcılık suçları nedeniyle yürütülen soruşturma sonucunda, "suçların şüpheli tarafından işlendiği yönünde kamu davası açmaya yeterli deliller bulunmaması, ayrıca 765 sayılı TCK 102/3 ve 102/4 maddelerinde düzenlenen 5 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin" geçtiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.Mahkemece, "her ne kadar davalı kurum tarafından davacı Z... Ö...'in sahte evrak tanzimi ve bu suçu azmettirdiği iddiası ile C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu savunmasında bulunularak davanın reddi istenmiş ise de, Bilecik C. Başsavcılığının 2008/2693 Sor. Nolu dosyasında 17/06/2009 tarihinde resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumuna karşı dolandırıcılık suçlamaları yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilip bu karara itiraz üzerine Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/03/2009 tarih 2009/788 sayılı kararı ile itiraz isteminin reddi ile kararın kesinleştiği belirlenmiş olmakla yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen gerek ilk raporda gerek bilirkişi ek raporunda davacının dava dilekçesinde belirtilen dönemlerdeki istemleri irdelenerek 4247 sayılı yasadan yararlanılarak 31/12/1996 tarihine kadar olan prim borçlarının 10 taksit halinde ödendiği, kurum tarafından düzenlenmiş yazı içeriği ile bu tarih itibariyle ödemelerinden ortaya çıkan fazla ödemesi karşılığında 1997 yılından da iki aylık hizmet kazanması gerektiğinin belirtilmiş olması karşısında davacının talep ettiği zorunlu sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı sayılması gereken tarih aralıkları yönünden bu taleplerinin haklı olduğu, tahsis talep tarihi itibariyle 22 yıl 5 ay 25 gün sigortalılık süresi olup 01/06/2002 tarihi itibariyle prim ödeme süresinin 20 yıla ulaşmasına 3 yıl 17 gün kalıp geçici 10. maddenin 2. fıkrası c bendi gereği tahsis talep tarihi itibariyle prim borcu da olmayan ve 42 yaşını doldurmuş davacının 1479 sayılı yasanın 37. maddesi uyarınca tahsis talebinde bulunduğu 13/12/2007 tarihini izleyen ilk ay başı olarak 01/01/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı" gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.İsteğe bağlı sigortalılık konusundaki formun Kurum kayıtlarına intikal tarihi olarak belirtilen tarihte, ilgili vergi dairesinde görevli olmayan yetkili isim ve imzasına yer verilmiş olması ve düzenleme tarihinin tahrifat içermesine karşın, bu sahteciliğin davacı tarafından yapıldığının kanıtlanamamış olması, belgenin gerçeğe uymayan 30.06.1986 tarihinde verildiğini kabule olanak sağlamamaktadır. Ayrıca, 07.11.2008 tarihli müfettiş raporunda, "Z... Ö... ifadesinde, 28.12.1995 tarihinde düzenlenen ancak tahrif edilerek 30.05.1986 tarihinde düzenlenmiş gibi gösterilen "İS" talep dilekçesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve isteğe bağlı sigortalılık talebinin bulunmadığını" belirttiği bilgisine yer verilmiş olup; mahkemece, anılan ifadeyi içerir belgenin dosya içeriğine katılması gereği üzerinde de durulmamıştır.Sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında, davacının tahrif içeren gerçeğe aykırı İS formuyla geçmişe dönük isteğe bağlı sigortalılık süresi edinme olanağının bulunmadığı yönü gözetilerek; isteğe bağlı sigortalılık istemini içerir formun Kurum kayıtlarına intikal ettiği gerçek tarihin tespitiyle, bu tarih sonrası için yapılan prim ödemeleri üzerinden zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süresi hesaplanarak, yaşlılık aylığı isteminin buna göre değerlendirilmesi gereği üzerinde durulmamış olması; ayrıca sigortalılık süresine ilişkin tarihlerin hüküm fıkrasına yanlış yazımı sonucu, belirtilen tarihler itibariyle aylık bağlanması için yeterli sigortalılık süresinin oluşmadığı yönü dahi gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.