Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15955 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20545 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İstanbul 8. İş Mahkemesi Tarihi : 13.06.2013No : 2012/647-2013/578Davacı, evine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, SGK Başkanlığı tarafından 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takipte, haline münasip evinin haczedildiği gerekçesi ile meskeniyet iddiasının kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 6183 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan icra takibinde icra iflas kanununun kıyasen uygulanacağı, davacının icra takibi başladıktan sonra ödeme emrinin tebliği ile bu şekilde itirazda bulunulmadığı, takibin kesinleşmesinden sonra söz konusu itirazların ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 70. maddesine göre, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İş mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir.O hâlde yukarıda yapılan hukuki ve usuli açıklamalar ışığında mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.