Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15921 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8702 - Esas Yıl 2009





Mahkemesi :Ankara 2.İş Mahkemesi Tarihi :30.04.2009No :395-244 Dava, ödeme emrinin iptali ile ödeme emirleri dolayısıyla ödenen bedellerin istirdadı istemelerine ilişkindir. Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelinince; somut olayda, 2006/29348,29349,29350 sayılı takip dosyaları ile davalıya ödeme emri gönderildiği, ödeme emirlerinin 02.05.2008 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve davacının eldeki bu davayı 07.05.2008 tarihinde açtığı, dava açıldıktan sonra 12.05.2008 tarihinde ihtirazı kayıtla 2005 yılının 6,7,8,9.aylarına ilişkin takip konusu edilen borçları kısmen ödediği anlaş??lmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 01.06.2005-07.09.2005 tarihlerini kapsayan borçlar nedeniyle davacıdan fazla tahsil edilen 335,85 TL nin davalı Kurumdan alınmasına, davacının fazla istemlerinin reddine karar verilmiştir. Amme alacakların tahsilinde kanuni temsilcinin sorumluluğuna ilişkin 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesindeki düzenlenme genel bir düzenleme olup, prim alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ile özel nitelikte yasal bir düzenleme getirilmiştir. Bu maddeye göre; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu Kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme karşısında, davacının borçların ilişkin olduğu dönemlerde, şirketin ortağı olmakla birlikte aynı zamanda şirketi temsil ve ilzama yetkili üst düzey yönetici olduğunun saptanması halinde, temsil ve ilzama yetkili dönemde şirketin borçlarından işveren şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anılan yasa gereğidir.Davacının şirketi temsil ve ilzama yetkisinin bulunmadığının anlaşılması halinde, borçlu şirketin ortağı olması sebebiyle, davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un değişik 35. maddesidir. Davacının 19.01.2005-07.09.2005 tarihleri arasında şirket ortağı ve aynı zamanda şirketin sorumlu müdürü olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacının 07.09.2005 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan “Temsil, ilzam, hisse devri, yetki iptali” konulu ilan ile hisselerini devrettiği, şirket müdürlüğünün son bulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 07.09.2005 tarihi itibariyle şirketle hiçbir ilişkisinin kalmadığı belirgindir. Mahkemece 07.09.2005 tarihinde sonraki borçlar yönünden “Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine” şeklinde karar verildiği gözetildiğinde, 07.09.2005 tarihinden sonraki borçlardan da davacının sorumlu olduğu anlamı ortaya çıkmaktadır. Oysa anılan tarihten sonra davacının şirket ortaklığı son bulduğu gibi şirkette herhangi bir yönetim görevinin de bulunmadığı belirgindir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme sonucunda şirket ortaklığından ve yönetim görevinden ayrılma tarihinden sonraki borçlar yönünden sorumluluğa karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 02.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.