Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15917 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8678 - Esas Yıl 2009
Mahkemesi :Bursa 1.İş MahkemesiTarihi :09.04.2009No :829-311 Dava, davacı murisinin 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğu tarihlerin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulü yönünde karar verilmiştir. Hükmün, davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı murisi eşi İsmail Karaca’nın 24.09.2000 tarihinde öldüğünü, sağlığında 17.06.1994-23.12.1996 tarihleri arasında vergi kaydı, 08.06.1994-15.11.200 tarihleri arasında oda kaydının olduğunu, 21.07.2008 tarihinde Kuruma yaptıkları başvurunun reddedildiğini ileri sürelerek 08.06.1994-24.09.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan ve 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 47’nci maddesi ile 1479 sayılı Kanuna eklenen geçici 18’inci maddede; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 gününden itibaren başlayacağı, ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları, 20.04.1982 – 04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemeleri, belgelenen bu sürelere ilişkin olarak hesaplanacak prim borçlarını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde ödemeleri kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği açıklanmıştır. Buna göre; söz konusu maddede öngörülen başvurusu süresi 02.02.2004 günü mesai bitimi itibarıyla sona ermiş olup, anılan tarihe kadar başvurusu bulunmayan davacının prim ödemediği de belirgin olduğundan sözü edilen madde hükmünden yararlanması olanaksızdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin aynen hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.