Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1587 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26540 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılıp, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının REDDİNE;2) 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu olarak davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olduğu belirgindir.Kurum zararlarından olan sigortalı yada haksahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin değeri; gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup; yukarıda belirtilen 26. madde, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılan ödemeler yanında, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin, maddenin öngördüğü koşullara bağlı olarak, işveren ya da üçüncü kişilerden tazmini olanağını öngörmüştür.Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, "bağlanan ölüm gelirinin 506 sayılı Kanunun 92. maddesine göre ilk peşin sermaye değer miktarı araştırılıp belirlendikten sonra karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece bozma ilamı sonrasında, 92. maddenin uygulanmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında, yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK17.012007gün 2007/9-13 Esas 2007/17 Karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün 2008/11-448 Esas, 2008/454 Karar).Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 Esas, 1959 Karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay'ca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.Somut olayda da, ilk peşin değerli gelir tablosunda 92. madde gereğince mahsup yapılmış olması nedeniyle hüküm maddi hataya dayalı olarak 92. maddenin araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmuş ise de, yargılama sırasında kazalının vefat ettiği anlaşılmış olmasına göre, kazalıya yapılan ödemeler fiili ödemeye dönüştüğünden, ilk peşin değerli gelir ile fiili ödemeler karşılaştırıldığında, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarının kusur karşılığından düşük ise, o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmeli; aksine fiili ödeme miktarının kusur karşılığı, ilk peşin değerin kusur karşılığından düşük ise o taktirde de fiili ödeme miktarı esas alınmalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.