Mahkemesi :Adana 4.İş MahkemesiTarihi :29.12.2008No :1088-965 Davacı; itirazın iptali, takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın niteliği "tahsil davası" kabul edilmek suretiyle, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava; 29.10.2001 günlü trafik kazası sonucu yaralanan ve Adana 2.İş Mahkemesinin 785/1586 sayılı ilamı ile belirlenen 7.215,84 TL'lik tedavi giderinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde, vaki davalı Sigorta Şirketinin faize itirazı nedeniyle, itirazın iptali,takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, İİK’nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açılmamış olmakla birlikte, usul ekonomisi ve yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği, davanın niteliği tahsil davası kabul edilmek suretiyle, işlemiş faize ilişkin yapılan faiz hesap raporu gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu takip dosyasına göre; takip borçlusu Sigorta Şirketine ödeme emrinin 07.02.2006 tarihinde tebliğ edildiği,borçlu Şirketin 14.02.2006 tarihinde takip aslını ödediği,ancak 13.02.2006 tarihinde takibe konu 7.017,40 TL'lik işlemiş faize itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısı davacı Kurum vekili Av.A.K.ye 13.09.2006 tarihinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İtirazın süresi ve şeklini düzenleyen 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu’nun 62/2.maddesi “ Takibe itiraz edildiği, 59 uncu maddeye göre alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya tebliğ edilir.” Hükmünü, İtirazın İptalini düzenleyen aynı yasanın 67/1.Maddesi ise “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan Yasa hükümlerine göre; itirazın alacaklıya tebliği zorunlu hale getirildiği gibi, itirazın iptali yönündeki dava açma süresi, ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı öngörülmüş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) ise belirtilmemiştir. Somut olayda, takip alacaklısı davacı Kurum'a 13.09.2006 tarihinde itirazın tebliğ edilmiş olması ve işbu davanın ise öngörülen bir yıllık süre içerisinde açılmış olması karşısında, iş bu itirazın iptali davasınının süresinde olduğu dikkate alınarak, işin esasına girilip hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; takip borçlusu Şirket tarafından takip dosyasına yapılan takip aslı ödemesinin, alacaklı Kurum adına memur B.Ç. tarafından 22.02.2006 tarihinde teslim alınmış olması gözetilerek, bir yıllık sürenin bu tarihten başlatılarak sonuca gidilmesi yerinde değildir.2)Öte yandan kabule göre de; a)Dava ve takip konusu faiz alacağının belirlenmesinde, 15.04.2002 - 30.06.2002 dönem için %60, 01.07.2002-30.06.2003 dönemi için %55, 01.07.2003 - 31.12.2003 dönemi için %50, 01.01.2004-30.06.2004 dönemi çin %43, 01.07.2004 – 30.04.2005 dönemi için %38 ve 01.05.2005 – 30.10.2005 dönemi için faiz oranları esas alınarak hesaplamanın yapılması gerekirken, yazılı hatalı faiz oran ve dönemlerinin esas alınması, b)Yapılan faiz hesabında faiz hesap sonunun, takip talep dilekçesi gereği, 30.10.2005 olması gerekirken,takip talep tarihi olan 25.11.2005 olarak alınması, c) 25.11.2005 günlü takip talep dilekçesi ve ödeme emrinde,davalı Sigorta Şirketi yönünden takibe konu işlemiş faiz tutarının açıkça 7.017,40 TL olarak belirtildiği halde,bunu aşacak şekilde 7.366,17 TL faiz alacağının tahsiline karar verilmesi ayrıca isabetli görülmemiştir.. O halde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.