Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15824 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 17658 - Esas Yıl 2009





Mahkemesi :Adana 1.İş MahkemesiTarihi :14.07.2009No :480-462 Davacı, Türk uyruklu çalışanlara “extra prim, kar primi, yol parası, özel sağlık sigortası, okul yardımı, yakacak yardımı ve diğer” adıyla yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 77. maddesi gereğince SPEK’a dahil olmadığını; Fransız uyruklu çalışanların Fransız Carrefour şirketinden Fransa’da sigortalı bildirildiklerini ve Türkiye’de sigortalı olmayacaklarını belirterek, davalı Kurum’un 30.12.2004 tarih ve 148251 sayılı işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş; kısmi feragata ilişkin dilekçeleri ile, Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi gereğince, 3 yıldan az çalışanların vatandaşı olduğu ülke sosyal güvenliğine tabi olduğunu, buna göre; Fransız uyruklu çalışanlar yönünden, tahakkuk tarihi itibariyle 3 yıldan fazla süredir Türkiye’de çalışanlarla ilgili kısmından, Türk uyruklu çalışanlar yönünden, extra prim ve kar primlerinden işlem tarihi itibariyle geriye doğru 5 yıllık süre içinde kalan primlere ilişkin isteğinden feragat etmiş;yine “Diğer” adı altında prim tahakkuk ettirilen işçilerden İbrahim Tok için yapılan tahakkuk hariç olmak üzere,diğer işçiler için, bu ad altında tahakkuk ettirelen prim borçlarının iptaline yönelik istemlerini atiye terk etmiştir. Mahkemece; Türk uyruklu çalışanlar yönünden, extra prim ve kar primi ile Fransız uyruklu çalışanlara ilişkin olarak 3 yıldan fazla süredir çalışan Fransız uyruklulara ilişkin prim borçlarına yönelik isteğin feragat nedeniyle reddine; İşçi İbrahim Tok hariç diğer işçiler için “diğer” adı altında tahakkuk ettirilen prim borçlarının iptaline yönelik istemin atiye terk nedeniyle, HUMK'nun 409.maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına; feragat dışı kalan, yol parası, özel sağlık sigortası, yakacak yardımı, okul yardımı ve işçi İbrahim Tok'a “diğer” adla yapılan ödemelerin SPEK’a dahil olmadığı; Türkiye Cumhuriyeti ile, Fransa Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi gereğince 3 yıldan az süredir Türkiye’de çalışan Fransız uyruklu çalışanların Fransız sosyal güvenlik sistemine tabi olacakları gerekçesi ile, buna yönelik isteğin, kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi Şerafettin Özyürür tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen davalı vekili, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin G bendine göre; yabancı bir memlekette kurulu herhangi bir müessese tarafından ve o müessese nam ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı memlekette sigortalı olduğunu bildiren yabancı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar. 5510 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin 2/c bendine göre; mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanların, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı olacakları belirtilmiştir. 20.01.1972 tarihinde imzalanarak 01.08.1973 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti İle Fransa Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Konusunda Düzenlenen Sözleşme’nin 1.maddesinin 1.fkrasına göre; Türkiye’de daimi veya mevsimlik bir faaliyet icra eden Fransız vatandaşı işçiler ve benzerleri, aşağıda 4. maddede sayılan ve Türkiye’de uygulanan sosyal güvenlik mevzuatına Türk vatandaşları ile aynı şartlarla tabidirler ve kendileri ile, Türkiye’de ikamet eden hak sahipleri bu mevzuatla sağlanan haklardan Türk vatandaşları ile aynı şartlarla yararlanırlar. Anılan sözleşmenin 4. maddesinde, Türkiye’de işçiler hakkında uygulanan Sosyal Sigorta mevzuatı Hastalık ve Analık Sigortaları, Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları, İş Kazalarıyla Meslek Hastalıkları Sigortası sözleşmenin kapsamına giren mevzuat içinde belirtilmiştir. Sözleşmenin 1. maddesinin istisnalarını düzenleyen 6. maddesinin 1/a bendinde, İşverenleri tarafından, belli bir işin icrası maksadıyla, izin süreleri de dahil olmak üzere üç seneyi aşmamak üzere diğer ülkeye gönderilen işçilerin, doğrudan doğruya, çalıştıkları memleketin değil, kendi memleketlerinin sosyal güvenlik rejimine tabi oldukları belirtilmiştir. Davaya konu somut olaya gelince; davacı, Fransız uyruklu çalışanlara yönelik isteğinden, anılan sözleşme gereği, tahakkuk tarihi itibariyle 3 yıldan fazla süredir Türkiye’de çalışanlarla ilgili kısmından feragat etmiş ise de; kendi memleketinin sosyal güvenlik rejimine tabi olduğu anlaşılan Fransız uyruklu çalışanlardan, Türkiye’deki çalışma süresinin tamamı 3 yıldan az olanlar, sözleşmenin 6. maddesinin 1/a bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden; 3 yıllık sürenin Kurumun yaptığı tahakkuk işlem tarihi değil, Fransız uyruklu her bir çalışanın, Türkiye’de işe başladığı tarih ile, Türkiye’deki çalışmasının sona erdiği tarih gözetilerek belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması isabetsizdir. 3-Davacı işveren tarafından, işçi İbrahim Tok'a yapılan bir kısım ödemeler, “diğer” adı altında gerçekleşmiş; aynı konudaki uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin davalarda sunulan belgeler ile eldeki dava dosyasında “diğer” adı altında yapılan ödemelerin, davacı tarafından sunulan hesap pusulası ve 2 adet fatura gözetilerek,başka işyerine atanma halinde ödenen nakliye ve emlakçı giderlerinden oluştuğu kabul edilmiş ise de, bu yöndeki kabul eksik inceleme ve raştırmaya dayalıdır. Kurum işleminin dayanağını oluşturan 06.12.2004 tarihli müfettiş raporu ekindeki listelerden; çok sayıda sigortalıya, maktu değerli ödemelerin gerçekleştiği sonucuna varılabilmektedir. “Diğer” adı altındaki ödemelerin, işçi İbrahim Tok'a hangi süreyle ve ne miktarda yapıldığı belirlenip; sigorta primine esas alınacak, maktu ve düzenli ödeme niteliğinde olup olmadığı yönünün açıklığa kavuşturulması amacıyla; ödemelerin, yasa veya sözleşme hükmüne dayanmaksızın, işverenin atıfeti niteliğini taşıyan, yer değiştirme halinde ödenen nakliye ve emlakçı giderlerinden oluşan sosyal yardım nitelikli arızi ödemeler olup olmadığı, müfettiş raporundaki bulgular ve işyeri kayıtları üzerinde yapılacak incelemeyle ortaya konularak, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Sıralanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, sadece sunulan faturalar dikkate alınarak, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.