Dava, 5434 sayılı Yasa uyarınca emekli olan davacının emeklilik aylığının TBMM Başkanı olarak görev yaptığı gözetilerek, 01.10.2008 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Yasa'nın 43. maddesine uygun olarak belirlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacının TBMM Başkanı olarak görev yaptığı, halen 5434 sayılı Yasa hükümleri uyarınca emeklilik aylığı almakta olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 42. maddesindeki; "Cumhurbaşkanlığında bulunduktan sonra herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara veya bu makamlarda iken 39. maddenin (b) fıkrasında yazılı duruma girenlere, Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin yüzde kırkı emekli aylığı olarak bağlanır. Bu aylıklar ödendikçe faturası karşılığında Hazine'den alınır." hükmü ile ek 69. maddesindeki "Başbakanlık görevinde bulunduktan sonra herhangi bir sebeple bu görevden ayrılanların emekli aylıkları, bu Kanuna göre bağlanan en yüksek emekli aylığının %75'ine yükseltilmek suretiyle ödenir. Başbakanlık görevini yürütmekte bulunanlara görevleri süresince bu yükseltme yapılmaz." düzenlemesi uyarınca bağlanan emekli aylığının, anılan yasal düzenlemeden kaynaklanan herhangi bir unsuruna itirazda bulunmamış olup; bu nedenle davanın çözümünde 5434 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Davacı tarafından, emeklilik aylığının tespitinde esas alınması istenen, 5510 sayılı Yasa'nın "Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık Görevinde Bulunanların Aylıkları" başlıklı 43. maddesinin üç ve dördüncü fıkraları, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken bu görevinden herhangi bir nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin %40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının %75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır. Ancak herhangi bir nedenle görevden ayrılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan, 28. maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29. maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28. maddeye göre aylığa hak kazanılamıyorsa üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28. maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 29. maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark Hazine'den tahsil edilir." düzenlemesini içermektedir. Davacı; anılan düzenlemenin, yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden itibaren emekli aylığına yansıtılmasını ve yeni duruma göre aylığın yükseltilerek ödenmesini istemiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 101. maddesindeki; bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde bu kanun hükümlerinin uygulanması ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğine ilişkin düzenleme gözetildiğinde, 5510 sayılı Yasa'da yer alan kuralın uygulanması isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın esasına girilerek, uyuşmazlık hakkında yapılacak incelemeyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereğinin gözetilmemiş olması isabetsiz bulunmuştur. Kabule göre de; görevsizlik kararının, sadece aynı yargı yoluna tabi mahkemeler bakımından söz konusu olacağı gözetilerek yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yazılı biçimde dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S o n u ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.