Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15559 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7776 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Çorum 1. İş MahkemesiTarihi : 01.11.2013No : 2011/774-2013/792Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Davacı vekili tarafından, duruşma talebinde bulunulmuş ise de, temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Davacı, davalılardan Kuruçay Köyü tüzel kişiliği nezdinde 09.03.2005 – 31.10.2011 tarihleri arasında bekçi olarak çalıştığının tespitini istemiş, Mahkemece; dava dışı işyerinden yapılan bildirimler dışlanmak suretiyle, 09.03.2005-22.05.2006 ve 02.09.2006-01.12.2007 dönemlerinde çalışma tespit edilerek, kısmen kabul kararı verilmiştir.Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; davalı Kurumca, yerinde yapılan denetim sonucu, davacının, 27.06.2011 tarihinde bağ bekçiliği işyerinde fiilen çalıştığı tespit edilerek, resen sigortalı tescilinin gerçekleştirildiği ve hizmet cetvelinde davalı köy tüzel kişiliği işyerinden 27.06.2011-01.07.2011 döneminde 5 gün hizmetinin bulunduğu, 09.03.2005 tarihli bekçi intihap mazbatası ve köy karar defterinde bağ bekçisi tutulmasına ilişkin kararların yer aldığı, denetim esnasında ifadelerine başvurulan bağ sahiplerinin bekçiyi köy muhtarının görevlendirdiğini, köy muhtarı ve azalarının ise, 01.12.2007 tarihinden sonraki çalışmaların köy tüzel kişiliği ile ilgisi olmadığını belirttikleri anlaşılmakla; davacı hakkında, Köy Muhtarı D.Yüksel'e yönelik tehdit ve hakaret suçu nedeniyle açılan ceza davasının hazırlık soruşturması ve yargılama aşamasında, köy muhtarının verdiği ifadeler, davacıya ait sesli mesaj içeriği, 01.07.2011 tarihinde, davacının bekçilik ve ücretine karışılmayacağına dair geriye yönelik alınan karar da dikkate alındığında, 01.12.2007 tarihinden sonraki dönemde davalı köy tüzel kişiliği nezdinde geçtiği iddia edilen çalışma yönünden, yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir.O halde mahkemece yapılacak iş; 01.07.2011 tarihli kararın yer aldığı köy karar defteri aslı; davalı köy tüzel kişiliğinden, davacıya gönderildiği belirtilen ihtarname asıl ya da onaylı örneği; ilgili noterlikten istenilmeli, davacının 01.12.2007 tarihinden itibaren bekçiliğine ve ücretine karışılmayacağına dair geriye yönelik olarak alınan karar açıklığa kavuşturulmalı, 19.08.2011 tarihinde Kuruma verilen ve “...bekçi olarak çalışan işçinin işten ayrıldığına...” ilişkin dilekçe değerlendirilmeli, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığından, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin var ise Kuruçay Köyü'nde hizmeti bulunan bekçilerin kayıtları celbedilmeli, 15.04.2009, 16.06.2009 ve 20.06.2009 tarihlerinde köy bekçisi olarak tutulduğuna dair hakkında üç defa karar alınan A..S.. yine bu kararlar içeriğinde adı geçen H.. Y.. ile yukarı bağlara bekçi olarak tutulduğu anlaşılan H. M.., öncesinde dinlenilmeyen azalar, uyuşmazlık konusu dönemde görev yapan imam ve öğretmenler ile kanaat edinmeye yetecek kadar bağ sahibi dinlenilmeli, hazırlık soruşturmasında kendisinin köy bekçisi olduğuna dair beyanı bulunan aza H.S..ı'nın yeniden ifadesine başvurulmalı, var ise A.S..'ya yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar celbedilmeli ve bu husus dinlenecek tanıklardan da soruşturulmalı, yine A.S..'ya ait sigortalılık kayıtları (4/a-4/b) Kurumdan getirtilmeli, bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları karşılaştırılmalı, oluşursa çelişki giderilmeli, böylelikle işyerinin kapsam ve kapasitesi ve niteliği de belirlenmek suretiyle sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının, hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de; red sebebi aynı olan davalılar lehine tek vekalet ücreti yerine, her bir davalı için ayrı ayrı olmak üzere, davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.