Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, ... sosyal güvenlik rejimine ilk defa giriş tarihinden Askerlik borçlanması yapılan süre kadar geriye gidilerek, Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Mahkemece, davacının sigortalılık başlangıcının 5510 sayılı Yasanın 4/1-a ya da 4/1/b maddesi kapsamında kabul edilmesi gerekip gerekmediği irdelenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayalıdır.Türkiye Cumhuriyeti ile ... Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin konuya ilişkin 29'uncu maddesinin 4'üncü fıkrası uygulanmak suretiyle ... Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de de sigorta başlangıç tarihi olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi ile değişik 3201 sayılı Kanunun 1'inci maddesi uyarınca sigortalı 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinden, sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesinde de 18 yaşını ikmal ettiği tarihin nazara alınması; bir başka deyişle ... Sigortasına 18 yaşından önce girmiş olsa dahi sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği tarih olarak belirlenmesi gerekir.Bu kapsamda sigortalının yaş tashihi ile yaşının büyütülmesi halinde hangi tarihin esas alınacağına ilişkin 3201 sayılı Kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. 506 sayılı Kanunun 120'nci maddesinin 3'üncü fıkrasında; “iş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsislerini ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre; sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önceki yaş tashihleri gelir ve aylık tahsisi ile gelir peşin sermaye değeri hesabında nazara alınmayacaktır. 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrada “ Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde yurtdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre kabul edileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davacının nüfus kaydında açıklamalar kısmında, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.1980tarih ve 1980/296-589 sayılı kararı ile doğum tarihinin tashih edildiği ve kayıt düzeltme ile doğum tarihi (0) iken 14.04.1965 tarihi olduğu belirtildiği gözetilerek, davacının yaş tashihi yapıp yapmadığı, yaş tashihi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, davacının doğum tarihindeki değişikliğin kayıt düzeltme ya da yaş tashihi olup olmadığı irdelenerek, yaş tashihi olduğunun tespit edilmesi halinde ... Sigortası kapsamında çalışmaya başladıktan önce veyahut sonra yaş tashihi kararının kesinleşip kesinleşmediği tespit edilip, ... Sigortasına giriş tarihinden sonraki bir tarihte yaş tashihi kararının kesinleşmesi halinde yaş tashihi kararından önceki doğum tarihine göre 18 yaşın ikmal tarihi dikkate alınıp, yurtdışı hizmet borçlanması yapmadan önceki yurtiçi hizmeti tespit edilip, sigortalılık başlangıcına ilişkin istemi 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddeleri kapsamında olup olmadığı irdelenmelidir Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.