Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15371 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24569 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Ankara 13. İş Mahkemesi Tarihi : 05.11.2013No : 2011/1099-2013/677Dava, 2829 sayılı Kanun kapsamında hizmet birleştirmesi hükümleri uygulanmaksızın 01.03.2009 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile Kurumca yersiz tahsil edilen 32.205,53 Tl’nin faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.01.11.1985–31.12.2005 tarihleri arasında kesintili olarak geçen 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı esas alınarak, 5075 gün üzerinden 04.02.2009 tarihli tahsis talebine istinaden 01.03.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılan davacı S.. A.’in, 23.08.200 tarihinden devam eden ....i Dekorasyon Ltd. Şti. ortaklığının tespit edilmesi nedeniyle Kurumca 01.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının b bendi kapsamında tekrar zorunlu sigortalı olarak tescil edildiği ve 08.04.2011 tarihine kadar bu kapsamda sigortalı sayıldığı ve tahsisinin iptal edildiği, 13.04.2011 tarihinde 9286 TL birikmiş prim borcu çıkartılması üzerine davacının bu borcu 18.04.2011 tarihinde 6111 Sayılı Yasadan faydalandırılarak ödediği ve aynı günlü tahsis talebinden sonra davacıya 01.05.2011 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-a bendi ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-b bendi kapsamında geçen süreleri dikkate alınarak 6319 gün üzerinden tekrar aylık bağlandığı, bu arada da Kurumca davacının 01.03.2009–31.05.2010 tarihleri arasında aldığı aylıkların yersiz ödeme nedeniyle 28640,45 TL borç çıkartıldığı ve aynı zamanda 01.03.2009–30.04.2011 tarihleri arasında 2636 TL sosyal güvenlik destek primim borcu çıkartıdığı anlaşılmakta olup, davacının açtığı bu davada mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen kararın hatalı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 sayılı Kanunun amacı üzerinde durmakta fayda vardır. Anılan Kanunun amacı, hiçbir Kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ya da hak sahiplerine, değişik Kurumlardaki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak, bu suretle değişik Kurumlardaki hizmetlerin ziyan olmasını önlemek olup, bazı Sosyal Güvenlik Kurumlarında geçen hizmet süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması halinde, diğer Kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde, sigortalının ya da hak sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmamaktadır.Mahkemece, davacının sigortalılık süresi içerisinde 01.03.2009 tarihli tahsisin geçerli olduğu kabul edildikten sonra 01.10.2008–01.03.2009 tarihli dönem bakımından cari dönem prim borcunun çıkacağı ve tahsis tarihinden sonraki dönemde de davacının Ltd. Şti.ndeki faaliyetinin sona erdiği tarihe kadar 5510 sayılı Yasanın 30’uncu maddesi kapsamında sosyal güvenlik destek prim borcu çıkacağı hususu dikkate alınmalı ve davacının talep etttiği tutardan bu tutarların her ikisinin de düşüldükten sonra, sonucuna göre kalan kısmın iadesinin gerekeceği, hususları dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.Mahkemece, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular ışığında inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.