Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15311 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19401 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İskilip Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 12.04.2013No : 2010/159-2013/138Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir. Söz konusu maddeye göre, Bağ-Kur’un rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle 3. kişinin yani sigortalı dışında kalan bir başka kişinin suç sayılır hareketinin mevcut olması ve bu sebeple sigortalıya Kurumca yardım yapılması gerekir. Kesinleşen ceza dava davasında, davalının 6/8, sigortalının 2/8 kusurlu olduğunun belirtildiği, hükme esas alınan kusur raporunda ise, davalının % 20, sigortalının ise % 80 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.Mahkemece, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 53. maddesi uyarınca hukuk hakiminin, kesinleşmiş ceza kararına konu maddi olgularla bağlı olup, ceza yargılaması sürecinde belirlenen kusur oranlarıyla bağlı olmadığı gözetilerek, çelişkiyi giderecek biçimde rapor alınıp irdelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekili ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.