Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15310 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19212 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 2. İş MahkemesiTarihi :04.06.2013No :2009/887-2013/369Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, araf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum ile davalılardan T.. M.. vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Davacı Kurum, 16.03.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu geçici iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımlarının rücuen tazminini istemiştir. Davalılardan F.. K.. süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu, ikinci fıkrasında ise üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayında; devlet adına sosyal güvenlik kanunlarını uygulanmakla görevli S.. K.. birinci kişi, risklerin gerçekleşmesi halinde sigortalının ya da hak sahiplerinin Kurumdan yardım görmesi için primleri ödeyen işveren ikinci kişi konumundadır. Bunun dışında kalanlar üçüncü kişi olarak tanımlanmaktadır.506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki de söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında Borçlar Kanunu’na yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davalar Borçlar Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.Zamanaşımı başlangıcı ise; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, sadece birinin gerçekleşmesi bir yıllık zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun etkili organının ıttılaı olduğundan, zararın ıttıla tarihi sigortalı ya da hak sahibine bağlanan gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesi ya da Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir. Zararlandırıcı sigorta olayı 16.03.1995 tarihinde gerçekleşmiştir. Zarara ıttıla tarihi olan sarf ve tediyenin 16.03.2005-19.08.2006 tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakta olup, faile ıttıla tarihinin ise müfettiş raporlarının Kurum'un yetkili organlarına intikal tarihi olarak belirlenmesi gerekirken, yanılgılı biçimde kusur raporu tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalılardan F.. K..'nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı F.. K..'ya iadesine 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.