Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15290 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19236 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İzmir 12. İş MahkemesiTarihi : 09.07.2013No : 2013/9-2013/397Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava konusu uyuşmazlık, 03.01.1990 tarihinde vefat eden eşinden 506 sayılı Yasa mezuatına göre ölüm aylığı alan davacının, 06.06.1971 tarihinde ölen 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasından da dul kaldıktan sonra hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davacının ölüm aylığı talebinin 05/04/2012 tarihinde dile getirdiği, bu tarih itibarı ile 5510 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu, 5510 sayılı Kanunun 54. maddesine göre, tercih edilecek aylığın ödeneceğinin öngörüldüğü davacının eşinden dolayı almakta olduğu aylığın babasından alacağı yetim aylığından daha yüksek olması sebebi ile davacının talebini red eden Kurum işleminde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de; verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı malulülük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin geçiş hükümlerine ilişkin olan 5510 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesidir. Anılan düzenlemede; ''Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir. 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı, 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 8.2.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır......''düzenlemesi öngörülmüş olup, böylece 5510 sayılı Yasa öncesi kazanılmış hakların korunması amaçlanmıştır.Davacının 506 sayılı Yasa kapsamında hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlanma koşulları ise; 506 sayılı Yasa'nın 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; 1-Evli olmayan/evli olmakla birlikte boşanan veya dul kalan, 2-Sosyal Sigortaya veya Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, 3-Buralardan gelir ve aylık almayan kız çocuklarına hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı bağlanacak olup, aynı maddenin VI. Bendinde ise; hak sahibi kız çocuklarına bağlanan ölüm aylığının kesme koşulları düzenlenmiş olup bu koşullar; 1-Sosyal Sigortaya veya Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışma, 2-Buralardan gelir veya aylık alma, 3-Evlenme hali olarak sınırlandırılmıştır.Ayrıca, VI. bendin son cümlesinde; ''...evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir '' düzenlemesi öngörülmüştür. Bu düzenlemeye göre, hem kocadan hem de babadan/anadan ölüm aylığı almaya hak kazanılması halinde bu aylıklardan fazla olanının ödeneceği öngörülmekte iken; bu kez Yasa Koyucu tarafından, 9.7.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5386 sayılı Yasa kabul edilerek ile 506 sayılı Yasa 'ya geçici 91. madde eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile; 6.8.2003'ten önce hak sahibi olan kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların; evlenme, Sosyal Sigortaya veya Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışma veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık alma hali dışında kesilemeyeceği açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Geçici 91. maddenin 6. fıkrasına göre ise; 6.8.2003 tarihinden önce ölen sigortalının hak sahibi kız çocuklarının ölüm aylığı bağlanma koşullarını ilk kez ve yeniden 6.8.2003 tarihinden sonra yerine getirilmesi halinde de aylık bağlanacağı kabul edilmiştir..Fakat, geçici 91.maddenin son fıkrası ile bu duruma sınırlandırma getirilerek, bu şartların en son 31.12.2005 tarihine kadar yerine getirilmesi halinde aylık bağlanacağı düzenlenerek sınırlandırılmış ve en son 5754 sayılı 2008 Bütçe Kanunu ile de, bu fıkranın 5510 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihine kadar uygulanacağı öngörülmüştür.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığı altında, davacının, 1.10.2008 tarihinden önce dul kaldığı ve hak sahipliği sıfatını, 03.01.1990 tarihinde kazandığı ve böylece 506 sayılı Yasa'nın geçici 91. maddesine göre, babasından ölüm aylığı almaya hak kazandığı belirgindir.Belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilerek, yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.