Davacı, müktesep haklarının ihlal edildiğinin tespitiyle, muarazanın menine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla birikmiş emekli aylığı ve birikmiş ikramiye tutarlarından oluşan alacakların ait olduğu dönemlerden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, vakıf senedinde 20.03.2002 tarihinde yapılan değişiklikler nedeniyle meydana gelen eksilmeden kaynaklanan emekli aylığı farkı alacağından 3.000,00 YTL, emekli ikramiyesi farkı alacağından 2.000,00 YTL ile, 5146 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereği yapılması gereken 75,00 YTL sosyal destek ödemesinin vakıfça ödenmemesi sonucu oluşan farklardan şimdilik 2.000,00 YTL'nin faizi ile tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 4784 sayılı kanunun açık hükmü ve gerekçesi karşısında, sosyal yardım niteliğindeki sosyal destek ödemesinin sadece kanunda belirtilen yasalar kapsamındaki sigortalılara uygulanacağının ve davalı vakıf gibi, 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesi kapsamındaki vakıf üyelerinin, madde uyarınca, 506 sayılı kanun kapsamında bulunmadıklarının açık bulunmasına, emekli ikramiyesi ödemesine 13.02.2004 tarihinde son verildiği ve davacının bu uygulamaya son verildikten sonra 01.07.2004 tarihinde emekli olmasına göre; söz konusu taleplere ilişkin davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Memur ve Hizmetlileri Emekli ve Sağlık Yardım Sandığı Vakfı, 506 sayılı Kanunun Geçici 20. maddesindeki düzenleme kapsamında yer alan sandıklardan olup, sosyal sigorta kurumu görevini üstlenmiş, kamusal bir işlevi özel hukuk tüzel kişiliği yapısıyla yürüten kuruluşlardandır. 20.03.2002 tarihli olağanüstü Genel Kurul kararları doğrultusundaki değişiklikler ile Vakıf Senedi'nin 35. maddesinin "lll-Aylığın Hesabı" başlıklı bendinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılıp yeni fıkralar eklenmesi sonucu, aylığa hak kazananların aylıklarının hesabında tüm sigortalılar yönünden uygulanan yöntemde farklılaştırmaya gidilerek, 01.04.2002 tarihinden itibaren emeklilik aylığı hesabında, "Kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenerek geçirilmiş sürelerin 2 yıla kadar olan kısmı, Vakıfta geçmiş süreler gibi değerlendirilir." hükmü getirilmiş, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi geçen ve iki yılı aşan süreler yönünden senet hükümlerine göre yapılacak hesaplama sonucu bulunan değerin % 60'ının, Vakfa tabi süre ve Vakıfta geçmiş gibi değerlendirilen süreler üzerinden hesaplanan miktara eklenerek aylıkların belirlenmesi sistemi getirilmiş; davacının, kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödediği sigortalılık süreleri, 2829 sayılı Yasa uyarınca birleştirilmiş, tüm sigortalılık süresi ve Vakıf Senedi hükümleri gözetilerek davacıya emeklilik statüsü kazandırılıp, emeklilik aylığı bağlanmıştır. Daha sonra 14.03.2007 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, vakıf senedinin 35/III. Maddesinde değişiklik yapılmasına ve vakıf senedine geçici 38. maddenin eklenmesine karar verilmiş, buna göre Ankara 24. Noterliğinin 16.03.2007 tarih ve 6402 yevmiye numaralı tadil senedi düzenlenmiş ve senedin yeni şekli Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/122 Esas 2007/94 Karar sayılı kararı ile değişiklik tasdik ve tescil edilmiştir. Söz konusu değişiklik ile, kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenerek geçirilmiş 2 yıldan fazla süresi bulunanların aylıklarının, toplam süresi vakıfta geçmiş olanlarla aynı şekilde hesaplanması esası ve buna bağlı olarak senede eklenen geçici 38. madde ile "14.03.2007 tarihli Olağanüstü Genel Kurul'da Vakıf Senedi'nin 35. maddesinin yürürlüğe girmesini müteakiben; A)Bu değişikliğin yürürlük tarihinden önce kendilerine emeklilik, malüllük ve ölüm aylığı bağlanmış olup emeklilik (yaşlılık, malüllük, ölüm) prim ödeme süreleri içinde kanunla kuruluş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenerek geçirilmiş 2 yıldan fazla süreleri bulunanların değişik 35. maddeye göre intibakları yapılarak, aylıkları yeniden hesaplanır. Bu intibak 31.03.2002 (bu tarih dahil) tarihinden önce aylık bağlananlar yönünden 31.03.2002 tarihi itibariyle, 31.03.2002 tarihinden sonra aylık bağlananlar yönünden aylık bağlama tarihi itibariyle yapılır.İntibak sonucu hesaplanacak yeni aylıklara 59. maddenin(A) bendine göre yapılan artışların tamamı uygulanır. Bundan böyle geçici 32. madde hükmü uygulanmaz. B)Toplam süreler içinde Kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenerek geçirilmiş 2 yılı aşan süreleri olanların, 01.04.2002 tarihinden, Vakıf Senedinin emekli yardımlarını düzenleyen 59. maddesinin (C) bendinin yürürlükten kaldırıldığı 13.02.2004 tarihine kadar ki dönem için ve bu dönemle sınırlı olarak, yukarıdaki (A) bendi hükümlerine göre hesaplanacak ilgili aylardaki aylıklarının % 60'ı esas alınarak emekli yardımı farkları hesaplanır. C)Hesaplanacak aylık farkları ile emekli yardımı farkları, bu konudaki işlemlerin tamamlanmasından sonra ilgililere ödenir." şeklindeki düzenleme ile intibak hükmü getirilmiştir. Yürürlükte olan son Vakıf senedi hükümleri uyarınca intibak hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek şekilde kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenerek geçirilmiş 2 yıldan fazla süresi bulunan davacının, fark aylık alacağı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 2002 yılında yapılan değişiklikten sonra emekli olması ve bu nedenle müktesep haklarının ihlal edilmediğinden bahisle bu talebe ilişkin davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmek suretiyle yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 25.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.