Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.Hükmün, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 03.07.2008 tarihli iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan ödemelerden oluşan kurum zararının, 506 sayılı Yasanın 26.madde hükümleri uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkin olan davada; %70 davalılar kusuru üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Mahkemenin, kusura ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Mahkemece alınan 15.01.2014 ve 28.07.2014 günlü her iki kusur raporlarında, davalı işveren Şirket %70, sigortalı %30 kusurlu bulunurken, diğer davalı işveren vekilleri ... ve ... ile aynı yerde ünite sorumlusu ...’nin kusuru yönünden olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı gibi; ..............Asliye Ceza Mahkemesinin .......... Esas ...........karar sayılı ceza dosyasıyla davalı ...’nin mahkumiyetine, diğer davalılar ... ve ...’in ise, iş kazasında atfı kabil kusuru bulunmadığından beraatlarına dair verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu tür rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu, varsa ilgili ceza dosyası veya sigortalı tarafından işverene karşı açılmış tazminat dosyaları celbedilip, dosya içeriğindeki tüm deliller birlikte takdir olunarak ve varsa çelişkiler de giderilerek belirlenmeli; kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır.Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 506 sayılı Kanunun 26., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Şu halde yapılması gereken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53.madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır. Bu anlamda, anılan mahkumiyet kararı ile davalı ...’nin ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum edilmiş olması nedeniyle; yeniden alınacak kusur raporunda az da olsa bir kusur verilmesi gerekeceğinden, hükme esas kusur raporunun yetersizliği de dikkate alınarak, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden yeniden alınacak kusur raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekir. 2-Davalılardan ...’in yargılama sırasında 07.09.2014 tarihinde vefatı nedeniyle, mirasçılarının usulünce davaya katılımı sağlanıp yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ölü kişi hakkında yazılı şekilde karar tesisi ayrıca isabetli bulunmamıştır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, hükmü temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.