Mahkemesi :Antalya 5. İş MahkemesiTarihi :10.07.2013No :2012/14-2013/309Dava, Kurumca geçerli sayılmayan 506 sayılı Yasa kapsamında geçen sürelerinin geçerli olduğunun ve 28.06.2002 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi l tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü.Davaya konu somut olayda, davacının 28.06.2002 tarihindeki tahsis talebine, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları içerisinden 01.01.1978–30.06.1980 tarihleri arasındaki sürelerinin, Kurumun 14.01.1983–3/8 sayılı müfettiş raporu nedeniyle davacının o dönemdeki işvereni Ş.. T..’ın 19.01.1983 tarihinde verdiği iptal bordroları gereğince kurumca geçerli sayılmadığından bahisle cevap verildiği anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlık, davacının anılan sürelerde çalışmalarının geçerli olup olmadığı ve tahsis talebinde toplam hizmetine esas alınıp alınamayacağı hususundadır. Mahkemece yapılan yargılamada, davacının 01.01.1978–30.06.1980 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti hususunda, herhangi bir kanıt ibraz edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.Davacının anılan dönemdeki çalışmalarının geçerli olup olmadığının tespiti bakımından, YHGK’nun 19.03.2008 tarih 10–54–266 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK m.6). olduğuna dair genel ilke uyarınca davalı Kurumun davacının hizmetlerini iptal gerekçesinin net olarak belirlenmesi ve davacının işvereni Ş..T..ın ve gerektiğinde hizmetleri iptal edilen ve edilmeyen o dönemde adı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmak suretiyle, davacının bu dönemdeki hizmetlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı belirlenmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.