Mahkemesi :Gazipaşa Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :28.05.2013No :2010/378-2013/335Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılar Y.. D.. ve İ.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen Y.. D.. ve İ.. A.., 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekili ile davalılar Y.. D.. ve İ.. A.. vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalıların rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir. Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.Davaya konu somut olayda, vinç ile malzeme nakli esnasında vincin ucunun elektrik tellerine değmesi sonucu sigortalı akıma kapılarak vefat etmiştir.Hükme esas alınan elektrik mühendisi iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda, işveren %50, Y.. D.. %25, İ.. A.. %15, sigortalı %10 kusurlu bulunmuştur. Ceza davasında ise, davalı işveren şirket yetkilisi Aşur Ramazan Yıldırım aslı kusurlu bulunarak mahkum olmuş ve karar kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, dava dışı Aşur Ramazan Yıldırım’ın kesinleşen ceza ilamıyla kusurlu bulunarak mahkum olması nedeniyle, kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, dava dışı Aşur Ramazan Yıldırım’a herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilerek, bu yönde alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti yönünden rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yönüyle yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirO hâlde, davacı Kurum vekili ile davalılar Y.. D.. ve İ.. A.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, kararı temyiz etmeyen davalı G.. Ş.. yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan Y.. D.. ve İ.. A..'e iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.