Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi Tarihi : 19.11.2013No : 2010/637-2013/563Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu somut olayda, davacının, dava dışı anonim şirketteki 16.11.2000-24.09.2007 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı, davacının 20.09.2000-01.07.2004 tarihleri arasında anılan şirkette yönetim kurulu üyesi ortak olması nedeni ile iptal edilerek, 01.11.2008 tarihinden itibaren ödenen yaşlılık aylıklarının davacıya borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Yasanın 24/I-g maddesine göre, Anonim Şirketin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları Bağ-Kur sigortalısı sayılırlar. Anonim Şirket ortağının şirkette yürüttüğü işler dolayısıyla 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılabilmesi için şirketin hangi işinde ne kadar süre ve ne şekilde çalıştığının, buna dair bir kararın bulunup bulunmadığının, özellikle hizmet akdinin koşullarından olan bağımlılık unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, şirket ortağının, kimin buyruğunda ve kimden talimat alarak çalıştığının titizlikle araştırılıp incelenmesi ve açıklığa kavuşturulması gerekir.Davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılığına esas işi, şirket ortaklığının kendisine yüklediği işlerin yürütülmesine yönelik ise, bu taktirde şirketle davacı arasındaki hukukî ilişki vekâlet akdine dayandığından, şirket işlerini görmekten dolayı yukarıda anılan Kanun hükmü gereğince 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olması zorunlu olduğundan, aynı faaliyet dolayısıyla ayrıca 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün değildir. Ancak, davacı, şirket ortaklığının yüklediği görev ve sorumluluğun dışında kalan, mesleki yönden özel ihtisas ve tecrübeyi gerektiren bir işi üstlenmiş ise, bu taktirde 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak bildirilen sürelerin geçerli olduğunun kabulü gerekecektir.İnceleme konusu davaya bu çerçevede bakıldığında, yapılan inceleme ve araştırma ile toplanan kanıtların hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirgindir. Bu nedenle; öncelikle, davacının anılan şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin ne zaman sona erdiği ve bu kapsamda 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesinin dayanağı ve süresi araştırılarak, ayrıca, 2002 yılında geçirdiği trafik kazası sonrası çalışıp çalışmadığı ve hizmet akdine dayalı fiili çalışmanın varlığı irdelenerek, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde inceleme yapılarak, davacının ihtilaf konusu dönemde tabi olduğu sigortalılık statüsü belirlenerek, sonrasında yaşlılık aylığı tahsisi şartlarının varlığı irdelenerek uyuşmazlık çözümlenmelidir.Açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.