Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14641 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17963 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Denizli 2. İş Mahkemesi Tarihi : 16.05.2013No : 2012/130-2013/181Dava, davacı murisine ödenen aylıklar nedeniyle Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davalı Kurum tarafından, davacı murisine, 01.11.1966-15.12.1991 dönemi hizmetleri (borçlanma dahil) dikkate alınarak, 01.11.1993'den itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının murisinin aynı zamanda 1966- 1972 tarihleri arasında 5434 sayılı Yasaya tabi hizmetleri nedeniyle 01.10.1992 tarihinden itibaren kısmi malullük aylığı aldığı, 2011 yılında Kurum tarafından davacının murisine aylık bağlanırken davacı tarafından yurtdışına çıkmadan önce 5434 sayılı Yasaya tabi hizmetlerinin bulunduğu bildirilmediğinden, yurtdışı borçlanmasının 4/c statüsünden yaptırılarak aylık bağlanması gerekirken 506 sayılı Yasadan yaptırılarak aylık bağlandığından bahisle aylığı başlangıç tarihi itibariyle iptali edilerek, 01.11.1993- 21.07.2011 yılları arası yersiz ödenen 66.047,71 TL'nin hak sahibi Kurum sigortalısı H.. D... 27.04.2011 yılında vefat ettiğinden, mirasçısı, davacı adına borç kaydedildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi uyarınca; “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, Kanun gereğince kazanırlar. Miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar...”Kural olarak, bir kimsenin ölümü ile mal varlığının bir bütün olarak mirasçılarına geçmesini ifade eden külli halefiyet gereğince, miras bırakanın kişisel özelliklerinin ağır bastığı, düşünsel ve bedeni özellik ve yetenekleri göz önünde bulundurularak yapılmış, borcun bizzat miras bırakan tarafından yerine getirilmesi gereken şahsi edim borçları dışında, mal varlığından ifa durumunda olunan maddi edim borçları mirasçılara intikal eder. Miras bırakanın borçları, ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerden, işlediği haksız fiillerden, mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşmeden ve ölüm anına kadar oluşan bir takım olgular nedeniyle, doğrudan doğruya Kanundan doğabilir.Mirasçıların sorumluluğu bakımından borcun kaynağı önemli değildir. Bu sorumluluk, mirasın kesin olarak kazanılması ile başlar, borcun esası ile sınırlı olmayıp, işlemiş ve işleyecek faizlerini de kapsar. Davaya konu alacak, miras bırakanın sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklanmakta olup, ölümünden sonra mirasçılarına karşı ileri sürülmesinde yasaca bir engel bulunmamaktadır; miras bırakanın mal varlığına ve terekesine dahildir.Mahkemece; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının, yersiz ödendiği iddia olunan yaşlılık aylıklarından 5510 sayılı Kanunun 96/1. fıkrası çerçevesinde, davalı Kuruma borçlu olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde, aylıkların davacı murisi tarafından alındığı, davacıya ödeme yapılmadığı, yersiz aylıklarında, terekeye dahil olmadığından bahisle, davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.