Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14527 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19214 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Vezirköprü 1. Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :22.05.2013No :2012/5-2013/243Dava, yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Bir başka sigortalıya ait hizmetlerin davalıya mal edildiğinden bahisle, yaşlılık aylığı tahsis koşulları oluşmadığından bahisle, 506 sayılı Yasa mevzuatına göre bağlanan aylığı, başlangıç tarihi itibariyle iptal edilmiş olup, 25.9.2006 ile 24.11.2011 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı Yasa'nın 96/b bendi uyarınca tahsili için eldeki dava açılmıştır.Mahkemece, davalının Borçlar Kanununun 79. maddesi gereğince iyiniyetli zenginleşen olarak elinde kalanı iade ile yükümlü olduğu kabul edilmiş, günün ekonomik koşulları ve asgari geçim standartları karşısında, davalının elinde kalan bir miktar olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 96. maddesindeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesi üzerinde durma gereği de bulunmaktadır.Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır. Kurumun istirdadını isteyeceği yersiz ödemenin kapsamını belirlemedeki irade serbestisi de, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gereğini doğurmaktadır. İade borcunun kapsamı davalının aylığın bağlanmasında iyi niyetli olup olmadığına göre değişmektedir. Davalı, kötü niyetli ise iktisap ettiği aylıkları ister elinden çıkarsın isterse çıkarmasın faizi ile birlikte iade etmesi gerekir.Somut olayda; davalı M.. Ç..'in O.. oğlu, 1.3.1944 doğumlu olup, Samsun-Vezirköprü-Avdan Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu, diğer sigortalı M.. Ç..'in Osman oğlu, 16.3.1944 doğumlu olup, Samsun-Vezirköprü -Sardibek nüfusuna kayıtlı olup, Çelik olan soyisminin sonradan baba ismine göre Kaçar olarak değiştirildiği, davalının kendi çalışmaları gözetildiğinde yaşlılık aylığı bağlanma koşularının oluşmadığı belirginse de, bu sigortalıya ait bir kısım hizmetlerin davalıya mal edilmesinde davalının bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin (b) bendi dikkate alınarak irdeleme yapılmalı, davalının iade ile yükümlü olduğu miktar ve faiz başlangıcı belirlenmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.