Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı ve davalılardan şirket vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.19.10.1997 günü meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, tedavi masrafı ve geçici iş göremezlik ödemeleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının teselsül hükümleri gözetilerek bakiye kalan zararın davalılardan rücuan alınması için açılan davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62. (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51.) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi gerekmektedir. İnceleme konusu davada; ... İş Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre, davalı işveren şirket % 96, davalı ... ... %1, davalı ... %1, davalı ... %1, davalı ... %0,5, sigortalı ... % 0,5 oranında kusurlu bulunmuş ve kurum talebi ile bağlı kalınarak, hükmedilen zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olup, Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, bu kez davacı kurumun bakiye zararını talep etmesi üzerine Mahkemece, davalıların % 99,5 kusur oranına karşılık gelen bakiye kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken sadece davalı şirket yönünden hüküm kurulması, diğer davalılar yönünden olumlu ve olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacı ve davalı şirket avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.