Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14403 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10330 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildiDavacı, davalı işyerinde işçi olarak 01.07.1998 - 04.04.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Uyuşmazlık konusu husus; davacının serbest hamal mı, yoksa işverene hizmet akdiyle bağlı olarak çalışan bir işçi mi olduğu noktasında toplanmış olup, mahkemece salt tanık beyanları doğrultusunda hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; işyeri kapsam ve mahiyeti araştırılarak tarım ürünlerinin indirilmesi ve yüklenmesi işlemlerinin nasıl ve ne sıklıkta yapıldığı, bu indirme ve yükleme sırasında, taşıma işine sürekli davacının çağrılıp çağrılmadığı, davalı işyerindeki mevcut sevk ve irsaliyelerde davacının imzasının bulup bulunmadığı araştırılmalı, davalı tarafça davacının serbest piyasa hamalı olduğu ve hizmet akdi ile çalışmasının bulunmadığının öne sürülmesi karşısında, davacının serbest meslek erbaplığından dolayı vergi veya Bağ-Kur kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu Serbest Hamallar Odası veya Yük Taşıyıcıları Odası vs. gibi bir oda veya dernek varsa davacının kaydı olup olmadığı sorulmalı, dava dilekçesinde ve tanık beyanlarında 3 Nisan 2014 tarihinde Kurum müfettişlerince işyerinde inceleme yapıldığı ve davacı ile birlikte sigortasız çalışan işçilerin tespit edildiğinin belirtilmesi karşısında; Kurumdan söz konusu müfettiş raporu ve dava döneminde başkaca müfettiş raporları olup olmadığı sorulmalı, dava dönemine ilişkin davalı işyeri dönem bordroları getirtilerek kayden çalışması görünen ve uyuşmazlığa konu dönemi kapsar şekilde çalışması bulunan tanıklardan kanaat edinmeye yetecek kadarı re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı, bilahare aynı yörede komşu işverenler veya bu işverenlerin bordrolu çalıştırdığı kişiler saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan, çalışmanın varlığı, süresi ve sürekliliği ile çalışmanın varlığı halinde kısmi ya da tam gün olup olmadığı da belirlenip tartışılarak, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidirMahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.