Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14391 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14694 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı ... Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın geçmişe yönelik yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkında verilen boşanma kararı 21.07.2010 tarihinde kesinleşen hak sahibine, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca başlangıç günü itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, uyuşmazlık konusu boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince araştırılarak karar verilmediği, eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve ayl??klarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu bakımdan davacı ve eski eşe ait adreslerde uyuşmazlık konusu dönemi kapsar şekilde aynı apartmanda bulunan kapıcı, yönetici ve komşuların kolluk marifetiyle resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arası çelişki olursa giderilmeli, kurum işlemine dayanak tutanaklar da ismi bulunan kurum denetmenleri ile denetmenlerin beyanlarına başvurduğu belirtilen daire 6 oturan şahıs tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulması gerektiği belirtildiği halde Mahkemece, davacının oturduğu 12 nolu dairede oturanların tespitinin yapıldığı, önceki bozma kararı gereğince, kurum denetim tarihinde daire 6'da oturan şahısın tespiti yapılarak beyanları alınmalı, beyanlarda çelişki olursa giderilmeli, aynı şekilde tutanakta ismi bulunan kurum denetmenlerinin beyanı alınmalı, boşanılan eşe ait adres değişiklik ve nakillerine ilişkin mernis kayıtları nufüs müdürlüğünden celp edilmeli, aynı şekilde davacı ve boşanılan eşe ait tüm seçmen kayıtları celp edilmeli, medula sistemindeki kayıtlarda görünen adresleri ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, davacı ve boşanılan eşin uyuşmazlık konusu dönemde oturdukları yer mahalle muhtarı ve azaların beyanlarına başvurulmalı ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.