Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14355 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25820 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş Mahkemesi Davacı, aksine Kurum işleminin iptalini, ... sigortasına girişin Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini, sigorta girişinin hatalı alınması nedeniyle fazladan ve yersiz yapılan 3.900 prim gün karşılığı borçlanma bedelinin iadesini istemiştir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.16.11.1978 tarihi itibarıyla 18 yaşını ikmal eden, 14.08.1975 tarihinden itibaren ... sigortası kapsamında bulunan, 28.12.2011 günlü borçlanma başvurusu ve 05.03.2012 günlü ödemeyle Almanya'da geçen 04.09.1980-30.04.2010 tarihleri arası 9.000 günlük yurtdışı süresini 3201 sayılı Yasa uyarınca ve 4/1-a madde kapsamında borçlanan ve henüz bir tahsis başvurusu da bulunmayan davacı eldeki bu davayla; ... sigortasına girişin Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak alınmasını, alınacak bu başlangıca göre de tahsis koşullarının belirlenmesinde 25 yıl sigortalılık süresi-5.000 prim gün ve 44 yaşa tabi olacağından bahisle fazladan ve yersiz alınan 3.900 prim gün karşılığı borçlanma bedelinin iadesi gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkeme, ... sigortasına giriş tarihini 14.08.1975 tarihi almak suretiyle davanın kabulüne karar vermiş olup, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. a) 16.11.1960 doğum tarihi ile 18 yaşını 16.11.1978 tarihi itibarıyla ikmal eden ve Alman sigorta kurumuna ait sigorta hizmet cetveline göre de 14.08.1975 tarihi itibarıyla rant sigortasına giriş yapan davacının, Türkiye'deki sigorta başlangıcının 18 yaşın ikmal edildiği 16.11.1978 olarak alınması gerekirken, 14.08.1975 tarihinin başlangıca esas alınması yerinde görülmemiştir. b) 3201 sayılı Kanunun amacı, yurt dışında geçen hizmet sürelerinin borçlanma yolu ile Türkiye’deki sigortalılık açısından değerlendirilmesini sağlayarak yurt dışında gerçekleşen sürelere hukuki geçerlilik tanımak ve bu suretle Türk vatandaşlarına sosyal güvenlik hakkı bahşetmektir. Davanın yasal dayanaklarından olan "Borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi" konusunu düzenleyen 3201 sayılı Yasa'nın 4'üncü maddesinin konuya ilişkin ikinci bendi ".. Borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faizsiz olarak iade edilir." hükmünü içermekte olup, anılan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, 3201 sayılı Yasa kapsamında usulünce yapılmış borçlanmadan bilahare tümüyle vazgeçilmesi veya borçlanma sonrası aylık bağlanması için gerekli tahsis koşullarının bulunmadığının anlaşılması hallerinde ve talep üzerine, borçlanma bedelinin tamamı iadeye konu yapılabilecek olup, kısmi vazgeçme nedeniyle borçlanma bedelinin kısmen iadesi mümkün değildir. Şu hâlde, fazladan ve yersiz olduğundan bahisle 3.900 prim gün karşılığını oluşturan borçlanma bedelinin iadesine ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle anılan istemin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.