Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, aksi Kurum işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti, yaşlılık aylığı bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 1971-1993 yılları arası yurtdışında geçen sürelerini 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanan ve 01.11.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanan, 20.07.2001 günlü ... formüleri dikkate alınarak 31.12.2000 tarihine kadar çalışıp yurtdışında ikamete dayalı sosyal yardım ödeneği alması nadeniyle kesin dönüş koşulunu yerine getirmediğinden bahisle yaşlılık aylığı iptal edilen davacının, 01.11.1993-22.05.2001 tarihleri arası için yersiz aylık tahakkuku üzerine eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı, kurum işleminin iptalini,borçlu olmadığının tespitini ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir.Mahkeme, kesin dönüş koşulunun varlığı konusunda ayrıca bir araştırma yapmaksızın 31.12.2000 tarihini kesin dönüş almak suretiyle 01.01.2001 tarihinden itibaren aylığın yeniden bağlanmasına, hakedilen aylık tutarlarını kuruma sormaksızın aylık hesabını içerir bilirkişi raporu dikkate alınmak suretiyle hakedilen 76.944,00 TL yaşlılık aylığının tahsiline karar vermiştir. Mahkemenin kesin dönüş şartının gerçekleştiğine ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu gibi; hakedilen aylık tutarlarının davalı kurumdan sorularak belirlenmesi, şayet uyuşmazlık çıkarsa bilirkişi incelemesi yapılması gereği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisi yerinde görülmemiştir. Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Yasa hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır. Ne var ki, “kesin dönüş” ifadesi, mutlak anlamda, yurtdışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilemez. İkamet şartına bağlı olmayan nitelikte sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alanlara, anılan koşulun gerçekleştiğinin kabulü ile aylık bağlanabilecektir. Aksi yöndeki düşünce, Anayasamızın 23. maddesi ile güvence altına alınmış olan “Yerleşme ve seyahat hürriyeti”nin; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) ek 4 nolu Protokolün 2. maddesi ile tanınmış “Serbest dolaşım özgürlüğü”nün ihlali sonucunu doğuracaktır. Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malullük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır. Şu halde yapılması gereken iş; davacının borçlanma işleminin geçerliliğine karşın, aylık bağlanabilmesi için 6'ıncı maddenin aradığı kesin dönüş koşulunun varlığı yeniden ve usulünce (bu anlamda özellikle yurtdışı sigorta merciine ait son tarihli tercümeli hizmet cetveli celbedilerek v.s) araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi; bu belirleme yapıldıktan sonra, hakedilen aylık tutarlarının davalı kurumdan sorulup saptanması, şayet itirazla uyuşmazlık çıkarsa konusunda uzman bilirkişiden alınacak aylık hesap raporu dikkate alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.