Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14292 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18257 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, kurumca yapilan haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kismen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davalı Kurum tarafından davacıların bir dönem ortağı olduğu limited şirketin prim borçları nedeniyle Kurumca haksız işlem gerçekleştirildiği ileri sürülerek konulan hacizler nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmakta olup mahkemece yapılan yargılamada, talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davanın yasal dayanaklarından olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesinde, hakimin özel durumları göz önüne alarak, bedensel zarara uğrayan kimseye manevi zarar karşılığı olarak adalete uygun bir tazminat ödenmesine karar verebileceği, 49/1. maddesinde, kişilik hakkı hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat olarak bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hüküm altına alınmış, 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, zarara uğrayanda meydana gelen elem ve ruhsal acıyı dindirmek veya azaltmak, onda huzur ve tatmin duygusu oluşturmak amacıyla zarar görene ödenmesi gereken bir miktar paradan ibaret olan manevi tazminatın ilkeleri açıklanarak, istihdam edenin 47. madde gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için kendisinin veya müstahdeminin kusurunun varlığının koşul olmadığı, hakimin nedensellik bağı bulunmak kaydıyla özel hal ve şartları takdir ederek manevi tazminata hükmedebileceği, varsa müstahdemin veya istihdam edenin ya da her ikisinin kusurunun ve ölenin veya bedensel zarara uğrayanın birlikte sebebiyet verme nispetinin yahut müterafik kusurunun özel hal ve şartlar içinde takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir.Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanun ile kurulan iş mahkemeleri istisnai nitelikte özel mahkemeler olup 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uzlaşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalarabakmakla görevli mahkemelerde görüleceği bildirilmiş, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde de bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.Yukarıdaki yasal düzenlemelerle ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular karşısında, bu tür 6098 sayılı Kanuna dayalı manevi tazminat davalarında sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri yerine genel mahkemelerin görevli olduğu göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacılara geri verilmesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.