Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, 01.05.2015-17.11.2015 tarihleri arasında eksik günlerinin tespiti ile ödenmeyen fazla mesai ve diğer işçilik alcakları için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalı işverenden tahsili istemli açılan davada, mahkemece yargılamaya başlandıktan sonra 15.01.2016 tarihli davacının sunduğu dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan ettiği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123. maddesinde, davacının hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabileceği belirtilmiş, 150. maddesinde, yöntemince davet edilmiş olan tarafların, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı, hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki istemin de vaki olmamış sayılacağı açıklanmıştır. Anılan Kanunun davaya son veren taraf işlemlerinin düzenlendiği 307. maddesinde, feragatin, davacının istem sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu, 309. maddesinde, feragatin hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, 310. maddesinde, feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı öngörülmüştür.Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez. Ancak, anılan Kanunun 123. maddesinde düzenlenen hak kullanılabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkı saklı tutularak, davalının açık rızası ile dava geri alınabilir veya 150. maddede öngörülen hak ve olanaktan yararlanılarak dava takip edilmeyip yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucu elde edilebilir. Bu bakımdan; davacı veya davacı vekili tarafından 307. madde hükmüne göre davadan feragat edilmesi durumunda, bu işleme yasal olanak tanınmadığından, feragat beyanının Kanunun 123. veya 150. maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, eldeki davada mahiyeti icabı işçilik alacaklarına ait davayı tefrik ederek tefrik edilen dosyada feragatin mümkün olduğunun dikkkate alınması, hizmet tespitine ilişkin davada ise, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davanın takipiz bırakılmasının mümkün olduğu fakat feragat edilemeyecek haklardan olan sosyal güvenlik hakkı nedeniyle feragatin mümkün olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilerek delillerin toplanmasından sonra sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.